Tuna ŞERBETÇİ
KAPININ ARKASINDA KİM VAR?

                Merhaba, çok merak ediyorum Basın Mensupları ile zorunuz derdiniz ne?
                Bir kitle var, işi gücü basın emekçilerine parmak sallamak… Bunu hobi haline getirmişler, yok yalan haber, yok iftira… 21 yıldır bu mesleği icra ediyorum ve radyo haberciliği ile başladım. Bugün yazılı ve görsel medyada haberlerim ve köşe yazılarım çıkıyor. Hayatım boyunca itibar suikastçısı olmadım. Doğruları her platformda yazdım, söyledim ve böyle devam edeceğim…
tasarım59 reklam paketi
                Gazetecilik kişiyi övme platformu değil, doğru haberi kamuoyuna yansıtmadır. Unutulmasın ki; “Gazetecilik, birilerinin yayınlanmasını istemediği haberleri yazmaktır. Gerisi halkla ilişkilerdir”
                Buna alışacaksınız! Biz vicdanı rahat gazeteciler/televizyoncular olarak şeffaf, objektifiz. Sizin oyunuza veya görevlere talip olanlarla aranızda köprü oluyoruz…
                Şöyle devam edelim; “Basın-siyaset ilişkisi kıldan ince, kılıçtan keskindir.”
                Basının gücü ‘Yasama, Yürütme, Yargı’ gibi devletin üç temel gücüne ‘Dördüncü’ adı ile eklenecek kadar yüksek bir güçtür. Bunu bu satırlarla hatırlatmak istedim. Kullanması bilindiğinde basının gücünün nelere muktedir olduğunu göreceksiniz…
                Son olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nde yasalar çok açık ve net. Onun için kendinizce hoşunuza gitmeyen haberleri, köşe yazılarını ve başlıkları okuyup basına parmak sallama huyunuzdan vazgeçin!
                Peki şöyle devam edelim…
                SİYASİ PARTİLER, BELEDİYELER, ODALAR, DEVLET KURUMLARI HALKINA HİZMET ETMEK İÇİN VARLAR...
                Hemfikiriz dediğinizi duyar gibiyim…
                Eleştiri var, ön yargı var… Basın sordukça bazı yerel yöneticiler hırs ve sinir küpü oluyor. Peki sebep? Ya kamuoyu oluşturmak adına aslı astarı olmayan kirli bilgiyi sosyal medya hesaplarından platform haline getirenler..?
                Yerel basın doğal olarak yakın çevre ve bölge haberlerini işler ve yayınlar. Toplumsal hayatı etkileyen olaylar, yerel yönetim hizmetleri, yeni açılan iş yerleri, yerel adli olaylar, yerel spor kulüpleri, eğlence merkezleri, sivil toplum etkinlikleri, başarılı öğrenciler, girişimciler, yerel siyasi adaylar ve aktörler vb. konular, yerel basında manşet veya gündem olur. Kısacası gündelik hayatımızı etkileyen, etkileyecek olan gelişmelerden okurlarını haberdar eder. Aynı zamanda işlenen konulardan bazıları ulusal basında da yer bularak, ülke kamuoyunun bilgisine sunulur. Hatta ulusal basın, büyük oranda yerel basından beslenir.
                Yerel basında yazı yazanlar da yine yukarıda açıklanan konularda görüşlerini, eleştirilerini dile getirirler. Gündelik hayatın koşuşturmasında dikkatlerden kaçan olaylara, kamuoyunu ilgilendirecek tespitlerde bulunarak; gündeme taşır ve kamuoyunun oluşmasına katkı sağlarlar. Ancak hemen belirtmeliyim ki makam, mevki, statü ne olursa olsun, toplum olarak eleştiriden pek hoşlanmayız. Önyargılarımız, peşin hükümlerimiz hemen devreye girer ve tepki geliştiririz…
                Ulusal, yerel siyasal iktidarları, kamu yararı gözeterek, kamu hizmetlerinin sağlıklı bir şekilde duyurulması, denetlenmesi hizmetini yürüten Anadolu, taşra basını olarak da anılan yerel basına katkı sağlanması gerekmektedir. Yöneten-yönetilen çelişkisine işaret ederek, vatandaş haklarının korunması, hizmete erişebilmesi, hizmetlerin duyurulmasına aracılık etmesi beklenmektedir. Kamuoyu iradesinin doğru ve amaca uygun oluşmasına, demokrasi ve hoşgörü kültürünün yaygınlaşmasına katkı sağlaması yine yerel basına verilen misyonlardandır.
                Yerel basın emekçilerinin toplumla doğrudan ilişki kurarak, içinde bulundukları kamuoyunu bilgilendirmesi, harekete geçirmesi beklenirken, duygusal, tepkisel, ideolojik, kişisel saiklerle haber üretmemeleri umulur. Bu zor şartlar altında sosyal medya, medya tröstleri gibi pek çok sorunla baş etmek zorunda kalarak, misyonunun gereğini yerine getirmeye çalışan ilimizin yerel medya sahiplerini ve çalışanlarını gururla selamlıyorum.
                Örneğin “El öpmeyle ağız kirlenmez” diyen bir babanın evladıyla, çocuğuna sürekli olarak “Hayatta hep dik dur, kimsenin karşısında menfaat için eğilme” diye telkinde bulunan bir babanın yetiştirdiği çocuğun yaşamlarını birleştirdiğini düşünelim. Bunlar birbirlerini başta hoş görseler bile ileriki dönemlerde mutlaka karşılıklı olarak olumsuz eleştirilere başlayacaklardır. Sonuçta herkes bildiği yoldan yürüyecek ve o birliktelik sen sağ, ben selamet olacaktır.
                Bu olay, hayatın her aşamasında yaşanan birliktelik, arkadaşlık, dostluk, komşuluk ve ortaklık için de geçerlidir. Geçimsizlik iyi değildir ancak nedenini iyi irdelemek ve sorgulamak gerekir.
                Başka bir konuda, bir başka yazı dizimde görüşmek dileğiyle;
                Allah’a emanet olun…


Yayınlanma Tarihi : 1/4/2024 19:03
Okunma Sayısı : 190

MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?


Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
reklam 1
Günlük Kurlar