
Selim ATAŞ
İSTER İNANIN, İSTER İNANMAYIN!
Hem inanın, hem inanmayın…
Ben üç tane hayvanla konuştum. Hayalen inanın, yüz yüze inanmayın...
Evet, konuştuğum hayvanlar; arı, tavuk ve ipek böceği...
Önce bir arıcının yanına gittim, rica ettim. Dedim ki; müsaade edersen arılarınla konuşmak istiyorum... Adam önce kahkaha atarak güldü. Sonra da git konuş dedi. Gittim arılarla konuşmaya, aniden yerlerinden çıkan birkaç arı kafamın üstünde vızır vızır uçmaya başladılar. Ben imdat diye bağırmaya başladım. Arıların sahibi, elindeki aletle duman püskürterek arıları uzaklaştırdı. Yoksa arılar beni öldüreceklerdi...
Tekrar arı kovanına iki metre kadar mesafeli durarak, diz çöktüm ve kibarca dedim ki; arı efendi! Arının biri; ne var, ne istiyorsun dedi. Ben dedim ki, siz bu muhteşem balı nasıl yapıyorsunuz? Arılar dediler ki; ey insanoğlu sizlere insan, bizlere hayvan demişler. Biz küçücük bir sinek türünden arılarız. Madem bizim yaptıklarımızı sizler yapamıyorsunuz, insan olarak sizler halen bizim sırrımızı çözememişsiniz; sizler için muhteşem bir gıda olan bu balı yapmamızı yaratanın bize vermiş olduğu ilham sağlıyor. Bu kadarını da idrak edemiyorsanız, ne kadar zavallı olduğunuzu anlayın...
Tam oradan uzaklaşmak isterken arı seslendi, dedi ki; biz iki arı kovanın küçücük kapısında bekçilik yapıyoruz. Dışarıdan gelen arıları kontrol ediyoruz. Eğer ki hatalı ürün getiren olursa, biz onu hemen öldürüyoruz. Peki siz insanlar, yediğiniz gıdalara hile katanlara nasıl ceza veriyorsunuz? Ben dedim ki, bizim yetkililer adli kontrol şartıyla serbest bırakıyor. Arı da dedi ki; sizler insan olarak her şeye müstahaksınız... Vallahi diyecek bir şey bulamadım...
Sonra tavukla konuşmaya başladım. Tavuğa dedim ki, insanlar için oldukça faydalı olan yumurtayı nasıl yapıyorsunuz? Tavuk, aynı arıların dediği gibi biz yaptığımız yumurtayı yaradan emri ve kudretiyle yapıyoruz. Ve yumurtayı yaptıktan sonra bir müddet bağırıyoruz ki başkaları yumurtayı almadan sahibimiz alsın...
Evet, ipek böceğine sordum; siz dünyada emsali bulunmayan ipek kozasını nasıl yapıyorsunuz? İpek böceği dedi ki; bu bir ilahi sanattır. Bizler küçücük böceklerdeniz, artık bu kadarını da anlamıyorsanız acınacak haliniz vardır dedi.
Bu hayvanlar dediler ki; insanlar yaratıkların en şereflisidir derler, tükettiğiniz gıdalara hile karıştıranlar da bu şerefe layık mıdır? Ben de dedim ki; siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Onlar da dedi ki; onlar yaratıkların en şerefsizleridir.
Değerli okuyucularımız, değerlendirmeyi sizler yapın. Ben artık hayvanlarla konuşmak istemiyorum…

Ben üç tane hayvanla konuştum. Hayalen inanın, yüz yüze inanmayın...
Evet, konuştuğum hayvanlar; arı, tavuk ve ipek böceği...
Önce bir arıcının yanına gittim, rica ettim. Dedim ki; müsaade edersen arılarınla konuşmak istiyorum... Adam önce kahkaha atarak güldü. Sonra da git konuş dedi. Gittim arılarla konuşmaya, aniden yerlerinden çıkan birkaç arı kafamın üstünde vızır vızır uçmaya başladılar. Ben imdat diye bağırmaya başladım. Arıların sahibi, elindeki aletle duman püskürterek arıları uzaklaştırdı. Yoksa arılar beni öldüreceklerdi...
Tekrar arı kovanına iki metre kadar mesafeli durarak, diz çöktüm ve kibarca dedim ki; arı efendi! Arının biri; ne var, ne istiyorsun dedi. Ben dedim ki, siz bu muhteşem balı nasıl yapıyorsunuz? Arılar dediler ki; ey insanoğlu sizlere insan, bizlere hayvan demişler. Biz küçücük bir sinek türünden arılarız. Madem bizim yaptıklarımızı sizler yapamıyorsunuz, insan olarak sizler halen bizim sırrımızı çözememişsiniz; sizler için muhteşem bir gıda olan bu balı yapmamızı yaratanın bize vermiş olduğu ilham sağlıyor. Bu kadarını da idrak edemiyorsanız, ne kadar zavallı olduğunuzu anlayın...
Tam oradan uzaklaşmak isterken arı seslendi, dedi ki; biz iki arı kovanın küçücük kapısında bekçilik yapıyoruz. Dışarıdan gelen arıları kontrol ediyoruz. Eğer ki hatalı ürün getiren olursa, biz onu hemen öldürüyoruz. Peki siz insanlar, yediğiniz gıdalara hile katanlara nasıl ceza veriyorsunuz? Ben dedim ki, bizim yetkililer adli kontrol şartıyla serbest bırakıyor. Arı da dedi ki; sizler insan olarak her şeye müstahaksınız... Vallahi diyecek bir şey bulamadım...
Sonra tavukla konuşmaya başladım. Tavuğa dedim ki, insanlar için oldukça faydalı olan yumurtayı nasıl yapıyorsunuz? Tavuk, aynı arıların dediği gibi biz yaptığımız yumurtayı yaradan emri ve kudretiyle yapıyoruz. Ve yumurtayı yaptıktan sonra bir müddet bağırıyoruz ki başkaları yumurtayı almadan sahibimiz alsın...
Evet, ipek böceğine sordum; siz dünyada emsali bulunmayan ipek kozasını nasıl yapıyorsunuz? İpek böceği dedi ki; bu bir ilahi sanattır. Bizler küçücük böceklerdeniz, artık bu kadarını da anlamıyorsanız acınacak haliniz vardır dedi.
Bu hayvanlar dediler ki; insanlar yaratıkların en şereflisidir derler, tükettiğiniz gıdalara hile karıştıranlar da bu şerefe layık mıdır? Ben de dedim ki; siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Onlar da dedi ki; onlar yaratıkların en şerefsizleridir.
Değerli okuyucularımız, değerlendirmeyi sizler yapın. Ben artık hayvanlarla konuşmak istemiyorum…

Yayınlanma Tarihi : 17/12/2024 00:55
Okunma Sayısı : 123
Okunma Sayısı : 123
MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?
Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
Günlük Kurlar