Remzi YAY
ENFLASYON DÜŞER
Ülkemiz, enflasyon canavarı ile uzun süredir mücadele ediyor. Enflasyon ile mücadele kuralları bellidir. Rasyonel mücadele tarzı ile üç beş senede enflasyon canavarı yenilebilir. Geliri gerçekçi, gideri gerçekçi bir şekilde ayarlayan ülke yöneticileri, enflasyonu yener.
Ancak daha çok oy alabilmek adına bu harcamaları yaparsa, yine enflasyon canavarının ağzına düşeriz. Ekonomi düzelir ama insanımızın yozlaşmasından, ekonomik sebeplerden ötürü düştüğü manevi çöküntüden, kokuşmuşluktan üç beş senede kurtulamayız.
Eskiden mahalle kültürümüz vardı. Çocuklarımız mahalle büyüklerinin gözetiminde bulunurdu. Çocuklar mahalleliler tarafından korunurdu. Şimdi 6 yaşında, 2 yaşında çocuklar, mahalleliler tarafından katlediliyor, istismar ediliyor. Olmaz olsun böyle ekonomik büyüklük. Dinimizi de mahvettiler. Dinimizi de istismar eden insanlar piyasada cirit atıyor.
Bu değişimde payı olanlar yarın ahrette, cehennemin en dibinde olacaklar. Ben iyi niyetli hizmetler yaptım ama sonuç bu; hayır bunlar devletimizin kanunlarının hakkıyla çalıştırılamadığından bu noktaya geldi. Kanunların boşlularından bu hale gelindi. Güzel kanunların çıkarılmadığının sonucudur.
Hz Ömer’in adalet anlayışı ile hareket edilse, bu sonuçlar olmazdı. Dağdaki koyunu kurt kapsa, sorumlu benim diyebilen idarecilere ihtiyacımız var...
Liyakat, işi ehline vermediğimiz sürece daha beter oluruz. Asla düzelemeyiz. Akil insanlar toplanmalı, bu ülkenin sorunlarını masaya yatırmalı ama asla şu, bu parti gözlüğü ile değil; şu inanç, bu inanç gözlüğü ile değil. Şu ırk, bu ırk; şu mezhep, bu mezhep değil. Sadece ve sadece hak, adalet, vicdan gözlüğü ile sorunlar tespit edilmeli ve çözüme kavuşturulmalıdır.
Öteki tarafa gidince ‘Ah keşke onu yapsaydım, Allah’ım ne olur bana bir şans daha ver. Dünyaya döneyim, aynı hataları yapmam’ demenin kimseye faydası olmayacak.
Solcusu, sağcısı herkes kendi gözlüğü ile meselelere bakıyor. Dinlersen herkes haklı, herkes doğru söylüyor. Şu parti gözlüğünü çıkart be idareci. Hak, hukuk, adaleti tam manasıyla kullan. Kanunlarını yaz, işlet. Bak bakalım bu sonuçlar olur mu?
Ülkemizin çok eski sorunlarından biri de terör. Terörle mücadele edeceğiz diye ülkenin gelirlerinin çoğu bu yerle aktarılıyor. Halkımızın birçok hizmeti alamamasının bir sebebi de bu harcamalardır. Bizim ülkemizin başındaki terör belası, dış güçlerin bir planıdır. Bu terör örgütlerini kendi menfaatlerine kullanan ülkeler ve bu ülkelerin başındaki Amerika, ülkemizin kalkınmasını istemez. Bu ülkeler, terör örgütü sayesinde Suriye ve Irak’taki petrol kuyularını boşaltmaktadır. Bir ülkenin milli servetini çalmakta, gasp etmektedirler.
Bu oyuna gelen terör örgütü, devlet kurma hayali ile onlara uşaklık etmektedir. Ülkemizdeki Kürt halkından artık kendine tam destek alamayan örgüt; Suriyeli, Iraklı garibanlara gözü dikmiştir. Bizi elli senedir perişan ettiler... Kürt halkını perişan ettiler... Bebekleri katlettiler... Paramızı bunlarla mücadeleye harcattılar. Elli yıl sonunda bizim ülkemiz terörle mücadelede öyle bir noktaya geldi ki; teröristler inlerinden başlarını çıkaramaz noktaya geldi.
lrak, Suriye değil elli; yüz elli senede bizim seviyemize gelemez! Bu ne demek? Yüz elli sene Amerika bu terör örgütü sayesinde bu ülkelerin kanını emerek, sömürecek demek…
Bizim terör örgütü güdümünde giden siyasi partilerimizin mümessilleri artık bu oyunu görsün lütfen. Bizim topraklarımızda sittin sene bir terör devleti kurulamaz! Boşuna, beyhude mücadele; insanlarımızın zararınadır.
Milletvekillerimiz, Belediye Başkanlarımız bu terör örgütünün güdümüne giremez. Türkiye Cumhuriyeti buna asla müsaade etmez. Bir Başkan, dağda terörist olan çocukların annesine, babasına; ‘Ne güzel evlatlar yetiştirmişsin. Aferin…’ diyemez!
Sen ancak insanımızın arasına attığın bu fitne tohumu ile Kürtlere hizmeti bırak, zarar veriyorsun be ey cahil Profesör!
Sizin gibi aydınlar sayesinde barış yapılamaz, terör bitirilemez. Terör ateşine odun atan, para gönderen yönetici olsa olsa hain olur. Kürt düşmanı olur.
Sen de cezaevinde yatarken, uzun seneler içerisinde bu gerçeği görürsün.
İnanmıyorsan Leyla Zana’ya sor, Apo’ya sor..!
Ancak daha çok oy alabilmek adına bu harcamaları yaparsa, yine enflasyon canavarının ağzına düşeriz. Ekonomi düzelir ama insanımızın yozlaşmasından, ekonomik sebeplerden ötürü düştüğü manevi çöküntüden, kokuşmuşluktan üç beş senede kurtulamayız.
Eskiden mahalle kültürümüz vardı. Çocuklarımız mahalle büyüklerinin gözetiminde bulunurdu. Çocuklar mahalleliler tarafından korunurdu. Şimdi 6 yaşında, 2 yaşında çocuklar, mahalleliler tarafından katlediliyor, istismar ediliyor. Olmaz olsun böyle ekonomik büyüklük. Dinimizi de mahvettiler. Dinimizi de istismar eden insanlar piyasada cirit atıyor.
Bu değişimde payı olanlar yarın ahrette, cehennemin en dibinde olacaklar. Ben iyi niyetli hizmetler yaptım ama sonuç bu; hayır bunlar devletimizin kanunlarının hakkıyla çalıştırılamadığından bu noktaya geldi. Kanunların boşlularından bu hale gelindi. Güzel kanunların çıkarılmadığının sonucudur.
Hz Ömer’in adalet anlayışı ile hareket edilse, bu sonuçlar olmazdı. Dağdaki koyunu kurt kapsa, sorumlu benim diyebilen idarecilere ihtiyacımız var...
Liyakat, işi ehline vermediğimiz sürece daha beter oluruz. Asla düzelemeyiz. Akil insanlar toplanmalı, bu ülkenin sorunlarını masaya yatırmalı ama asla şu, bu parti gözlüğü ile değil; şu inanç, bu inanç gözlüğü ile değil. Şu ırk, bu ırk; şu mezhep, bu mezhep değil. Sadece ve sadece hak, adalet, vicdan gözlüğü ile sorunlar tespit edilmeli ve çözüme kavuşturulmalıdır.
Öteki tarafa gidince ‘Ah keşke onu yapsaydım, Allah’ım ne olur bana bir şans daha ver. Dünyaya döneyim, aynı hataları yapmam’ demenin kimseye faydası olmayacak.
Solcusu, sağcısı herkes kendi gözlüğü ile meselelere bakıyor. Dinlersen herkes haklı, herkes doğru söylüyor. Şu parti gözlüğünü çıkart be idareci. Hak, hukuk, adaleti tam manasıyla kullan. Kanunlarını yaz, işlet. Bak bakalım bu sonuçlar olur mu?
Ülkemizin çok eski sorunlarından biri de terör. Terörle mücadele edeceğiz diye ülkenin gelirlerinin çoğu bu yerle aktarılıyor. Halkımızın birçok hizmeti alamamasının bir sebebi de bu harcamalardır. Bizim ülkemizin başındaki terör belası, dış güçlerin bir planıdır. Bu terör örgütlerini kendi menfaatlerine kullanan ülkeler ve bu ülkelerin başındaki Amerika, ülkemizin kalkınmasını istemez. Bu ülkeler, terör örgütü sayesinde Suriye ve Irak’taki petrol kuyularını boşaltmaktadır. Bir ülkenin milli servetini çalmakta, gasp etmektedirler.
Bu oyuna gelen terör örgütü, devlet kurma hayali ile onlara uşaklık etmektedir. Ülkemizdeki Kürt halkından artık kendine tam destek alamayan örgüt; Suriyeli, Iraklı garibanlara gözü dikmiştir. Bizi elli senedir perişan ettiler... Kürt halkını perişan ettiler... Bebekleri katlettiler... Paramızı bunlarla mücadeleye harcattılar. Elli yıl sonunda bizim ülkemiz terörle mücadelede öyle bir noktaya geldi ki; teröristler inlerinden başlarını çıkaramaz noktaya geldi.
lrak, Suriye değil elli; yüz elli senede bizim seviyemize gelemez! Bu ne demek? Yüz elli sene Amerika bu terör örgütü sayesinde bu ülkelerin kanını emerek, sömürecek demek…
Bizim terör örgütü güdümünde giden siyasi partilerimizin mümessilleri artık bu oyunu görsün lütfen. Bizim topraklarımızda sittin sene bir terör devleti kurulamaz! Boşuna, beyhude mücadele; insanlarımızın zararınadır.
Milletvekillerimiz, Belediye Başkanlarımız bu terör örgütünün güdümüne giremez. Türkiye Cumhuriyeti buna asla müsaade etmez. Bir Başkan, dağda terörist olan çocukların annesine, babasına; ‘Ne güzel evlatlar yetiştirmişsin. Aferin…’ diyemez!
Sen ancak insanımızın arasına attığın bu fitne tohumu ile Kürtlere hizmeti bırak, zarar veriyorsun be ey cahil Profesör!
Sizin gibi aydınlar sayesinde barış yapılamaz, terör bitirilemez. Terör ateşine odun atan, para gönderen yönetici olsa olsa hain olur. Kürt düşmanı olur.
Sen de cezaevinde yatarken, uzun seneler içerisinde bu gerçeği görürsün.
İnanmıyorsan Leyla Zana’ya sor, Apo’ya sor..!
Yayınlanma Tarihi : 4/10/2018 20:12
Okunma Sayısı : 1093
Okunma Sayısı : 1093
Muratlı Nöbetçi Eczane
MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?
Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
Günlük Kurlar