Yavuz Sultan Selim ve Muratlı
Muratlı’da Araştırmacı-Yazar Adem Turnacı, Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim Han’a özel bir çalışma yaparak kamuoyuyla paylaştı.
Muratlı Hizmet - Araştırmacı-Yazar Adem Turnacı, vefat ettiği Sırtköy’ün Ulaz mevkiine yapılacak bir anıt veya kaidenin hem Muratlı, hem de Tekirdağ tarihine çok büyük kazanç olacağına işaret etti.
İşte Turnacı’nın yazısı
YAVUZ SULTAN SELİM
9’uncu Osmanlı padişahı ikinci Beyazıt oğlu Yavuz Sultan Selim 10.10.1470 tarihinde Amasya’da doğmuş, gençlik yıllarını Trabzon valisi, Kefe Beylerbeyi olarak geçirmiş babasının yaşlanması ve kardeşlerinin bu görevi layıkıyla yapmayacağına inandığı için 1511 yılı haziran ayında Kırım hanı kayınpederi Mengli Giray’ın desteğiyle Edirne üzerinden bir rivayete göre babasını tahttan indirmek bir rivayete göre de babasıyla görüşmeye geldiği yazılır. Bayazıt oğlunun kendisi ile savaşmak üzere geldiği varsayımıyla oğlunu Karıştıran ovasında karşılar. Büyük bir cenk sonucu oğul Selim babasının elinden zor kurtulur ve kırım hanlığına kaçar. Olaylar öyle bir gelişirki baba yaşı gerği rahatsızlanır, tahta geçmesi beklenen ağabey Anadolu’da savaş kaybetmiştir. Olaylar Selim’i tahta yaklaştırmaktadır. Yeniçeriler yaşlı padişahdan ziyade Selim’i desteklemektedir.
24.04.1512 tarihinde Baba ikinci bayazıt tahtı oğluna bırakmak zorunda kalır. Oğlundan kendisini Dimetoka sancağına göndermesi ricasında bulunur. Yolculuk esnasında rahatsızlanarak ölür.
Yavuz Sultan Selim Anadolu’da, Suriye ve Arap yarımadasında birçok yeri veMısırı Osmanlı topraklarına katar, 1517 yılında’da Halifeliği Abbasilerden alarak Osmanlılara getirir. Yavuz Sultan Selimi kısaca anlattıktan sonra bizleri ilgilendiren kısmına gelelim.
Yavuz Sultan Selim padişahlığa uzman yolda (Karıştıran) başlangıçta olduğu gibi bitişine giden zaman diliminde (sırtköy) bölgemizde yaşamıştır. Kaderin cilvesi onu Muratlı ve Karıştıran ovalarına çekmiştir. Babasına karşı duruşunda kaybettiği iilk savaşı ile hayata karşı yaptığı savaşıda buralarda kaybetmiştir.
Payitahttan son ayrılışı 24.07.1520 tarihlerindedir. Yola çıkarken yapacağı sefer kesin bilinmemekle birlikte bir Avrupa seferi olarak yazılmaktadır. İstanbul’dan çıkışında sırtında sıktırarak azdırdığı şirpence isimli bir dert ile beraber başlayan yolculuğu kendisinde yolculuğu boyunca dayanılmaz ağrılar ve bitkinliği yüzünden okunmaktadır.
Payitaht’tan ayrıldıktan sonra ilk gecesi Haramideresi denen bölgede geçirirler. İkinci konaklama yeri Silivri Murat çeşmesi olarak belirlenir. Üçüncü konaklama yerinin neresi olduğu bütün araştırmalarıma rağmen bir kayda rastlayamadım. Dördüncü konaklama yeri olarak Çorlu yakınlarında Sırtköyü konağı olarak seçilir. Bu konağa gelindiğinde Sultan’ın artık dayanacak, yolculuk yapacak hali kalmamıştır. Burada 40-45 gün kalındığı yazılır. Verilen tarihlere göre yola çıkış ile vefatı arasında 58 günlük bir zaman dilimi vardır. Bu hesaba göre konaklanan yerlerde bazen iki bazen üç gün konaklandığı anlaşılıyor.
Sırtköy konağında geçen bir buçuk aylık dönem ızdırap içinde geçer (Hoca Sadettin anlatımı) 22.09.1520 tarihinde öldüğünde eylül sıcakları bir cesedin çok çabuk deforme olacağı “KOKACAĞI VE ŞİŞECEĞİ” düşünülürse., yerine geçecek oğul Süleyman’ın Manisa’dan gelişi 8 gün sürmüştür. İç organlarının buraya gömüldüğü en büyük delildir. Bu konuda Ulusal basın yazarlarından Yalçın Toker’in iki kere defnedilen padişah diye bir makalesi mevcuttur.
Sırtköy’ün Ulaz mevkiinde otağını kurdurmuş olup, bir rivayete göre gözü önünde uzanan ovayı seyrederek, babama karşı kaybettiğim ilk savaş ve hayat savaşını burada kaybedeceğim yaratanın bir lütfudur diye yakındığı yazılar.
Bu büyük insan için buraya yapılacak bir anıt veya kaide hem Muratlı hem Tekirdağ tarihine çok büyük bir kazanç olacaktır.
Muratlı Hizmet - Araştırmacı-Yazar Adem Turnacı, vefat ettiği Sırtköy’ün Ulaz mevkiine yapılacak bir anıt veya kaidenin hem Muratlı, hem de Tekirdağ tarihine çok büyük kazanç olacağına işaret etti.
İşte Turnacı’nın yazısı
YAVUZ SULTAN SELİM
9’uncu Osmanlı padişahı ikinci Beyazıt oğlu Yavuz Sultan Selim 10.10.1470 tarihinde Amasya’da doğmuş, gençlik yıllarını Trabzon valisi, Kefe Beylerbeyi olarak geçirmiş babasının yaşlanması ve kardeşlerinin bu görevi layıkıyla yapmayacağına inandığı için 1511 yılı haziran ayında Kırım hanı kayınpederi Mengli Giray’ın desteğiyle Edirne üzerinden bir rivayete göre babasını tahttan indirmek bir rivayete göre de babasıyla görüşmeye geldiği yazılır. Bayazıt oğlunun kendisi ile savaşmak üzere geldiği varsayımıyla oğlunu Karıştıran ovasında karşılar. Büyük bir cenk sonucu oğul Selim babasının elinden zor kurtulur ve kırım hanlığına kaçar. Olaylar öyle bir gelişirki baba yaşı gerği rahatsızlanır, tahta geçmesi beklenen ağabey Anadolu’da savaş kaybetmiştir. Olaylar Selim’i tahta yaklaştırmaktadır. Yeniçeriler yaşlı padişahdan ziyade Selim’i desteklemektedir.
24.04.1512 tarihinde Baba ikinci bayazıt tahtı oğluna bırakmak zorunda kalır. Oğlundan kendisini Dimetoka sancağına göndermesi ricasında bulunur. Yolculuk esnasında rahatsızlanarak ölür.
Yavuz Sultan Selim Anadolu’da, Suriye ve Arap yarımadasında birçok yeri veMısırı Osmanlı topraklarına katar, 1517 yılında’da Halifeliği Abbasilerden alarak Osmanlılara getirir. Yavuz Sultan Selimi kısaca anlattıktan sonra bizleri ilgilendiren kısmına gelelim.
Yavuz Sultan Selim padişahlığa uzman yolda (Karıştıran) başlangıçta olduğu gibi bitişine giden zaman diliminde (sırtköy) bölgemizde yaşamıştır. Kaderin cilvesi onu Muratlı ve Karıştıran ovalarına çekmiştir. Babasına karşı duruşunda kaybettiği iilk savaşı ile hayata karşı yaptığı savaşıda buralarda kaybetmiştir.
Payitahttan son ayrılışı 24.07.1520 tarihlerindedir. Yola çıkarken yapacağı sefer kesin bilinmemekle birlikte bir Avrupa seferi olarak yazılmaktadır. İstanbul’dan çıkışında sırtında sıktırarak azdırdığı şirpence isimli bir dert ile beraber başlayan yolculuğu kendisinde yolculuğu boyunca dayanılmaz ağrılar ve bitkinliği yüzünden okunmaktadır.
Payitaht’tan ayrıldıktan sonra ilk gecesi Haramideresi denen bölgede geçirirler. İkinci konaklama yeri Silivri Murat çeşmesi olarak belirlenir. Üçüncü konaklama yerinin neresi olduğu bütün araştırmalarıma rağmen bir kayda rastlayamadım. Dördüncü konaklama yeri olarak Çorlu yakınlarında Sırtköyü konağı olarak seçilir. Bu konağa gelindiğinde Sultan’ın artık dayanacak, yolculuk yapacak hali kalmamıştır. Burada 40-45 gün kalındığı yazılır. Verilen tarihlere göre yola çıkış ile vefatı arasında 58 günlük bir zaman dilimi vardır. Bu hesaba göre konaklanan yerlerde bazen iki bazen üç gün konaklandığı anlaşılıyor.
Sırtköy konağında geçen bir buçuk aylık dönem ızdırap içinde geçer (Hoca Sadettin anlatımı) 22.09.1520 tarihinde öldüğünde eylül sıcakları bir cesedin çok çabuk deforme olacağı “KOKACAĞI VE ŞİŞECEĞİ” düşünülürse., yerine geçecek oğul Süleyman’ın Manisa’dan gelişi 8 gün sürmüştür. İç organlarının buraya gömüldüğü en büyük delildir. Bu konuda Ulusal basın yazarlarından Yalçın Toker’in iki kere defnedilen padişah diye bir makalesi mevcuttur.
Sırtköy’ün Ulaz mevkiinde otağını kurdurmuş olup, bir rivayete göre gözü önünde uzanan ovayı seyrederek, babama karşı kaybettiğim ilk savaş ve hayat savaşını burada kaybedeceğim yaratanın bir lütfudur diye yakındığı yazılar.
Bu büyük insan için buraya yapılacak bir anıt veya kaide hem Muratlı hem Tekirdağ tarihine çok büyük bir kazanç olacaktır.
Yayınlanma Tarihi : 18/9/2021 18:28
Okunma Sayısı : 3772
Okunma Sayısı : 3772
Muratlı Nöbetçi Eczane
MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?
Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
Günlük Kurlar