10 Ekim 2015 size neyi ifade ediyor?
Bana korkuyu ve çaresizliği…
10 Ekim 2015 günlerden cumartesi.  Ankara Hukuk Fakültesi’nden hocam Prof. Dr. Gülriz Uygur’un konuşmacı olacağı Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde bir panele katılmak için hazırlanıyordum. Ülkemizin önemli sorunlarından cinsiyet eşitsizliği konulu İngilizce bir panel beni bekliyordu. Yurt odasında panel için hazırlandığım esnada daha önce hiç duymadığım bir patlama sesi duydum. Tabi ne olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu fakat oldukça korkutmuştu. Son dakika haberinin düşmesini beklerken neredeyse diğer odadan geçiyormuş gibi çok ses çıkartan ambulansların Tandoğan yönüne doğru gittiğini gördük. Ankara Tren Garı’na gidiyorlarmış, sonra anladık… Telefonlarımız susmadı. Ailelerimiz, arkadaşlarımız endişeli şekilde biz arıyordu. İYİ MİSİN?
İyiydim iyi olmasına ama bir daha nasıl korkusuz şekilde Ankara sokaklarında dolaşabilecektim?  Okuluma metroyla korkmadan nasıl gidecektim?
İsmini bile kalemime almak istemeyeceğim kadar korkunç bir terör örgütü canımızı yaktı. Nice hikayeler aldı götürdü.
 
Peki 13 Mart 2016 size neyi ifade ediyor?
Günlerden pazar.
Yurtta ders çalışmaktan bunalıp havanın da çok güzel olmasından istifade ederek arkadaşlarımla dışarı çıkmak istedik. Gar Patlaması’ndan sonra ailelerimizin kalabalık yerlerde bulunmayın öğüdüne uymaya çalışır Bahçelievler’de dolaşırdık. Fakat o gün ne olduysa Kızılay’a gitmiştik. Metroyla Kızılay’a geldik, Güvenpark çıkışından çıktık, elli ya da yüz metre kadar yürüyerek küçücük terası olan şirin bir kafede oturmaya karar verdik.
tasarım59 reklam paketi
Orada oturmamızdan çok değil iki saat sonra öyle bir sarsıntı yaşadık ki basınçtan bulunduğumuz yerin camları yerinden oynadı.
Bu kez anlamıştık bir patlama olduğunu ne acı! Bu kez anlamıştık artık bombanın sesini!
Korkuyla birbirimize bakıp bu seferki çok yakın dediğimizi hatırlıyorum….
Akşamına öyle yağmur yağmıştı ki sanki bulutlar utandı o insanlık dramına.
 
Sonrasında ne mi oldu?
Sonrasında ben iki hafta okula gidemedim ve memleketime döndüm.
Annem dayanamadı artık endişeye. Bırak her şeyi gel, dedi.
Tabi Ankara’ya döndükten sonra da her gün metroya her binişimde, otogardan gelen yolcuların bavullarından şüphe ederek okula gider oldum.
Ben o gün şanslıydım. Ankara’da okuyup başına bir şey gelmeden mezun olan arkadaşlarımız kendilerini çok şanslı hissediyorlardı. Birçoğu da durmadı zaten Ankara’da.
 
Peki diğerlerinin suçu neydi?
Bizden birkaç saat sonra orada bulunmaları mıydı?
 
Bunları size anlatmamın sebebi ise bizi canımızla tehdit ederek özgürlüğümüzü ve tam bağımsızlığımızı elimizden almaya çalışan bazı terör gruplarının neler yapabileceklerini gazetelerden değil bizzat bomba seslerini artık bilen birinden duymanızı istememdir.
 
Şimdi gelelim gündemimize.
Tüm dikkatimiz sınırlarımızın ötesinde biz o günlere bir daha dönmeyelim diye yol alan askerlerimizde. Milletlerarası Hukuk bilgileri bir yana Türkiye’nin almış olduğu bu kararı çarpıtan kişilere bizzat yaşadığım bu iki vahim hadiseyi hatırlatmak isterim.

MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?


Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
reklam 1
Günlük Kurlar