Bir zamanlar İstanbul’a trenle giderdik. Tatillerimizin vazgeçilmesi olan tren, ilçemizde bir istasyon olması nedeniyle bizim için büyük bir önem taşırdı. Kardeşim bebekti o zamanlar ve otobüs yolculuğu ona da aileme de eziyet gibi gelirdi.
Çok eğlenceliydi trenle bir yerlere gitmek. Hele de sevdikleriniz sizi gideceğiniz yerde bekliyorsa daha anlamlı olurdu o yolculuk. Kışın, sıcacık trende karlarla örtülü tarlaları seyretmek çok keyifliydi. Yazın o tarlaları rengârenk görmek…
Trene her binişimizde seyyar satıcı bir amca binerdi trene. “Meyve suyu, kola, simit !” diye bağırır, ürünlerini satar, sonraki durakta inerdi. Her odacıkta altı koltuk karşılıklı üçer üçer… Aynı odacıkta karşı karşıya bakarken konuşmamak mümkün değildi. Hemen sınırları indirir, sohbet başlar ve yeni insanlar tanıyarak geçirirdik yolculuğumuzu.
Trene her binişimizde seyyar satıcı bir amca binerdi trene. “Meyve suyu, kola, simit !” diye bağırır, ürünlerini satar, sonraki durakta inerdi. Her odacıkta altı koltuk karşılıklı üçer üçer… Aynı odacıkta karşı karşıya bakarken konuşmamak mümkün değildi. Hemen sınırları indirir, sohbet başlar ve yeni insanlar tanıyarak geçirirdik yolculuğumuzu.
8 Temmuz 2018 tarihinde de aynı amaçla o trene bindiler.
En güvenli ulaşım yolu olarak bilinen treni tercih etmişlerdi.
Herkesin gideceği bir yer vardı. Kimi gezmeye gidip dönecekti kimi ise akrabalarını ziyaret etmiş evine dönüyordu.
Sonra ne mi oldu? Bekleyenlerin gözü yollarda kaldı.
Kapkara bir gündü o gün.
“Ama çok yağış vardı!”, “Aman canım, toprak kaymasını nereden bilsinler?” “Abartmayın! ” diye geçiştirilecek bir olay değil bu.
Daha ağır hava şartları olan yerlerde dahi güvenli şekilde seyahat edilebilirken bu kazanın gerçekleşmesine akıl sır ermiyor. Kaldı ki o hat senelerdir aynı yerde duruyor.
Bu felaketin ceza kovuşturması ile ilgili kısmı yeni başladı. Geçen gün duruşma devresi başlayacaktı, başlayamadı. Mahkemenin kesin bir kararı olmadan suçun kim tarafından işlendiğini tespit edebilmemiz mümkün değil. Ancak İdare Hukuku ilkelerini basite indirgersek şu çıkarımı yapabiliriz:
-İdare; hizmet verirken aynı zamanda vatandaşların yaşam hakkını korumak, gerekli her türlü önlemi almak zorundadır.
Bugün tam 1 yıl oldu. Kaybettiklerimizi saygıyla anıyorum.
MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?
Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
Günlük Kurlar