Nereye baksanız çevre katliamına tanıksınız

Nereye baksanız çevre katliamına tanıksınız
                CHP Tekirdağ Milletvekili Dr. Candan Yüceer, “Ergene’yi temizleyememiş, 2016 yılında biten, tamamlanan kirlilik araştırmasının sonuçlarını bile kamuoyuyla paylaşma gereği duymamış, tedbir almamış bir iktidarın nükleer santralin ortaya çıkaracağı sorunlardan halkı koruyacağını söylemesi vallahi hiç inandırıcı değil” dedi.



                Muratlı Hizmet - CHP PM Üyesi ve Tekirdağ Milletvekili Dr. Candan Yüceer, TBMM Genel Kurulu’nda Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi üzerine yaptığı konuşmasında; “Elbette her toplum refah içinde yaşamak ister. Elbette, refahın bedellerinden biri de enerjidir ama enerjinin bedeli insan sağlığını tehdit eden kirlilik ve doğa tahribatı olmamalıdır. Tüm dünya artık ekonomi ve ekoloji arasında bir denge kurma telaşına düşmüşken Türkiye'de iktidarın derdi ‘Zeytinlikleri nasıl talan ederim de burayı imara açarım? Ormanlık alanları nasıl yağmalarım, nasıl maden ruhsatı veririm? Birinci sınıf tarım arazileri üzerine nasıl ÇED olumlu raporu veririm de buraya plastik sanayisi kurarım? Nasıl nükleer santral kurarım?’ olmuştur. Nereye baksanız bir çevre katliamına, bir ekolojik yıkıma tanık oluyorsunuz. Yasalar doğa talanı için çıkarılıyor âdeta. Yaptıklarınıza, yapmak istediklerinize, rahatlığınıza, umursamaz tavrınıza bakınca insan gerçekten şöyle düşünüyor: Acaba yaşayacak daha güzel bir ülke mi buldu bu arkadaşlar da bu kadar rahatlar, bu kadar kendilerinden ve ülkelerinden, geleceklerinden vazgeçmiş diye düşünüyor” dedi.
tasarım59 reklam paketi
                Dr. Yüceer, şunları söyledi:
                NÜKLEER ENERJİ ZEHİRLİ MİRAS OLUŞTURUR: Rant uğruna, para uğruna suyumuzun, havamızın, yaşam alanlarımızın tehdit altında olduğu bir süreci yaşamaktayız. İşte, bunların en tehlikelilerinden biri nükleerdir. Riskin doğası gereği çok büyük olması, kapsama alanının genişliği, zararın uzun süre sonra da ortaya çıkabilmesi, toplumsal ve çevresel maliyetin telafi edilemez olması nedeniyle de başka bir tehditle karşılaştırılamayacak kadar risklidir. Nükleer enerji, gelecekteki binlerce yıl için zehirli bir miras oluşturur. Nükleer enerji santralleri, binlerce yıl kalacak radyoaktif atıklar üretir. Nükleer enerji santralleri civarında yaşayanlarda lösemi, kanser ve doğumsal anomaliler oldukça fazla görülmüştür. Gene, bu santrallerin yanında yaşayan çocukların diş ve kemiklerinde asla bulunmaması gereken tehlikeli maddeler ortaya çıkmıştır. Çernobil'i hepimiz hatırlıyoruz.
                DAHA GÜVENİLİR KAYNAKLARIMIZ VAR: Peki, iktidar, böyle tehlikeli, telafi edilemez, geri dönüşü olmayan, yok edici risklere rağmen nükleer enerjide neden ısrar ediyor? ‘Daha güvenli doğal enerji kaynaklarımız mı yok?’ diye soruyoruz. Hayır, Türkiye yenilenebilir enerji imkânları açısından son derece zengin; özellikle rüzgâr, güneş ve jeotermal enerjinin yanı sıra, enerji verimliliği açısından büyük bir potansiyele sahip ancak tüm bunlar nükleer enerji saplantısının gölgesinde kalıyor. Sadece güneş enerjisi potansiyeli yılda 380 milyar kilovatsaate eş değer iken Türkiye'nin bugünkü elektrik tüketimi yılda 330 milyar kilovatsaat; hidrolik potansiyelin sadece yüzde 37'sini kullanıyoruz, yarısını bile kullanamıyoruz. Anlaşılan, iktidar dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak istemiyor, enerji maliyetini düşürmek istemiyor, ülke ekonomisinde kazanç elde etmek istemiyor.
                KURULU ELEKTRİK GÜCÜMÜZ İHTİYACIN ÜZERİNDE: Diğer bir soru da şu: Elektrik üretimimiz tüketimimizi karşılamıyor mu? Türkiye'nin enerji santrallerinde 100 bin megavat kurulu gücü var. Peki, en fazla enerji tükettiğimiz anda kaynaklarımızın ancak yüzde 56'sını kullanabilmişiz yani kurulu elektrik gücümüz ihtiyacın üzerinde. Nükleer enerji santrallerinin enerji gerekliliği için olmadığını görüyorsunuz.
                NÜKLEER, TEHLİKELİ, PAHALI VE YAKITI, TEKNOLOJİSİ DIŞA BAĞIMLI: İktidarın söylemlerinde ‘Nükleer enerji güvenli, ucuz’ deniliyor, ‘Artan enerji ihtiyacı var, yoksa karanlıkta kalırız’, ‘Dünya nükleer kullanıyor’ gibi güzellemelerle pazarlanmaya çalışılıyor ama gerçek ne? Gerçek bu değil; tehlikeli, pahalı, yakıtı, teknolojisi dışa bağımlı. Ülkemizi yönetenler, aslında bu inadı, yüzde 20-30 tasarruf potansiyeline sahip enerji verimliliği hedeflerini gerçekleştirmede kullansaydı, Türkiye bugün çok farklı bir yerde olurdu. Nükleer enerji gibi milyonda 1 risk analizlerinin bile defalarca akademik düzeyde bilimsel yöntemlerle değerlendirilmesi gereken bir konunun bu kadar ciddiyetten uzak bir şekilde on iki yıl sonra apar topar buraya getirilmesi, aslında sizin olaya baktığınız ciddiyeti de ortaya çıkarıyor.
                BU ÜLKENİN TOPRAĞINA SAHİP ÇIKACAĞIZ: Cennet Trakya'mızda Ergene'yi temizleyememiş, 2016 yılında biten, tamamlanan kirlilik araştırmasının sonuçlarını bile kamuoyuyla paylaşma gereği duymamış, tedbir almamış bir iktidarın, bunları bile yapamamış bir iktidarın nükleer santralin ortaya çıkaracağı sorunlardan halkı koruyacağını söylemesi vallahi hiç inandırıcı değil. ‘Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz’ denir. Evet, sizin de yaptıklarınıza bakınca, niyetinize bakınca yaşamı ve doğayı tehdit ettiği kesinleşmiş olan nükleer santrallerin karşılanması bir zorunluluk değildir; bu, politik bir tercihtir ve bu tercih ranttan yana, yağmadan yana bir tercihtir. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak her zaman bu ülkenin toprağına, börtüsüne böceğine, insanına, sağlığına sahip çıkmaya devam edeceğimizi buradan bir kez daha ifade ediyorum.
Yayınlanma Tarihi : 4/3/2022 17:49
Okunma Sayısı : 1710

Muratlı Nöbetçi Eczane

MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?


Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
reklam 1
Günlük Kurlar