Muratlı halkı, TÜREL BAŞKAN’A GÜVENDİ ve bu güvenini tam destekle sandığa yansıttı…
Yapıcı olarak yazıma başlamak istiyorum, kalemimi birleştirici yönüyle kullanmak istiyorum. Çiçeği burnunda Başkan, Muratlı’yı iyi tanıyor. Eminim ki dersine de iyi çalıştı. Kulaklarımda seçmene olan sözleri çınlıyor…
Rahat, her şeyi hazır bir şehir teslim almadı… Yolu uzun işi zor, Allah kolaylık versin…
Peki devam edelim; şu an Muratlı’da kazanılan belediye ve Meclis Üyeleri konuşuluyor ama bir zaman sonra alkışlar kulaklarda hoş bir eda olarak kalacak ve hizmeti alkışlamak için eller havaya kalkacak. Unutmayın ki ‘Nasıl yaşarsanız, öyle yönetilirsiniz’ kaidesi tarihte birçok zaman milletlerin gidişatına yön vermiştir. Öyle ya, Muratlı’yı yönetenler bizim içimizden çıkıyor... Bizim önceliğimiz neyse, seçtiklerimizin önceliği de o olacaktır. Şöyle bir örnek vererek konuyu canlandırmak gerekirse; babasından kendisine bir dönüm tarla miras kalan şehirli kaç tane genç, o toprağı üretim için kullanır? Yoksa o tarlayı satıp, eline geçen parayı tüketir mi?
Üretmeyen insan tüketir… 25 yıl dile kolay, 5 dönem Muratlı’yı senin benim oylarımla yöneten Nebi Tepe Başkan, bugün artık yok. Hizmetleri için teşekkür etmekten başka elimizden bir şey gelmiyor… Peki, Muratlı hizmete doydu mu? Yoksa susadı mı sizce? İnsan hayatı da böyle geçip gidiyor… Millete-memlekete faydalı olma derdini taşıyanlar yükseliş yaşar. Ancak gayesi sadece kendi keyfi olanlar, tükeniş içinde kalır...
Seçim sonucunu belirleyen en önemli faktörün, bu zamanda sadece toplumun geçim sıkıntısı olduğu düşünülüyor. Hâlbuki çok değil, iki sene öncesinde pandemi döneminde; önceliğimiz sağlık sistemimizin sağlam duruşuydu. Ve bir gün gelecek, insanlar anlayacak ki; bu hayatın vazgeçilmezi… Huzur olmalıydı... Gönüllerin azığı, ruhun gıdası, manevi hâlimizin ne durumda olduğunun daha çok önem kazanması gerekir. Gönül evin harap olmuşken, 200 metrekare evde otursan kime ne faydası olur?
Toplumların ahlaki durumu, bireylerin birbirini etkilemesi ile kendine yön tayin eder. Birçok kişi iyi veya kötü arasında gider-gelir. İyi olmanın en kolay yolu, iyilerle beraber olmaktır. Bir zamanlar tereyağı satan yaşlı bir adam varmış. Bu adamdan devamlı alım yapan bir bakkal sahibi, bir gün merak edip tereyağını tartıyor ve 900 gram gelince hayretler içerisinde yaşlı adama neden böyle eksik sattığını soruyor. ‘Efendim evdeki terazimde ağırlık olarak sizden aldığım 1 kg şekeri kullanıyorum, nereden bilebilirdim ki eksik sattığınızı’ şeklindeki ibretlik cevabı veriyor yaşlı adam... Bunun için bu ülkede yaşanan birçok olayda, aslında kelebek etkisi yaşanıyor. Daldaki kelebeğin kanadını çırpması ile kurumuş bir yaprak yere düşüyor ve toprağa karışarak başka canlıların döngüsünde yer alıyor.
Bizler bu âlemin çekirdeğiyiz. Sevince dünyayı güzelleştirebilen, kainatın sahibinin muhabbetini bu âleme yansıtabilen varlıklarız. Değerimizi anlayıp, gönüller alıp gönüller vermeliyiz. Yoksa daha çok hesap makinesi ile ömür geçiririz… Sonuç olarak, madde dünyasındaki tüketim yarışından uzaklaşıp daha fazla ailemize, sevdiklerimize yoğunlaşacağımız bir hayata öncelik verirsek; inanıyorum ki bizim seçtiğimiz kişiler de bu memleketin insanlarının bu hâlini görüp onların gönlüne girmeyi, her türlü dünyevi hırstan daha çok ön planda tutacaklardır. İşte böyle bir vatanda bir zamanlar, Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul sokaklarında tebdili kıyafet ile dolaşmaya çıktığında ‘Komşum da siftah yapsın, biraz da ondan alışveriş yapın’ şuuruna erişilecektir.
Muratlı halkı Türel Başkan’dan çok umutlu ve çok şey bekliyor. Hizmet Medya ve şahsım adıma geçmiş Ramazan Bayramı’nızı kutluyor, her gününüzün bayram tadında geçmesini temenni ediyorum.
Başka bir konuda, bir başka yazı dizimde buluşmak dileğiyle;
Hoşça kalın, saygıyla kalın…

Rahat, her şeyi hazır bir şehir teslim almadı… Yolu uzun işi zor, Allah kolaylık versin…
Peki devam edelim; şu an Muratlı’da kazanılan belediye ve Meclis Üyeleri konuşuluyor ama bir zaman sonra alkışlar kulaklarda hoş bir eda olarak kalacak ve hizmeti alkışlamak için eller havaya kalkacak. Unutmayın ki ‘Nasıl yaşarsanız, öyle yönetilirsiniz’ kaidesi tarihte birçok zaman milletlerin gidişatına yön vermiştir. Öyle ya, Muratlı’yı yönetenler bizim içimizden çıkıyor... Bizim önceliğimiz neyse, seçtiklerimizin önceliği de o olacaktır. Şöyle bir örnek vererek konuyu canlandırmak gerekirse; babasından kendisine bir dönüm tarla miras kalan şehirli kaç tane genç, o toprağı üretim için kullanır? Yoksa o tarlayı satıp, eline geçen parayı tüketir mi?
Üretmeyen insan tüketir… 25 yıl dile kolay, 5 dönem Muratlı’yı senin benim oylarımla yöneten Nebi Tepe Başkan, bugün artık yok. Hizmetleri için teşekkür etmekten başka elimizden bir şey gelmiyor… Peki, Muratlı hizmete doydu mu? Yoksa susadı mı sizce? İnsan hayatı da böyle geçip gidiyor… Millete-memlekete faydalı olma derdini taşıyanlar yükseliş yaşar. Ancak gayesi sadece kendi keyfi olanlar, tükeniş içinde kalır...
Seçim sonucunu belirleyen en önemli faktörün, bu zamanda sadece toplumun geçim sıkıntısı olduğu düşünülüyor. Hâlbuki çok değil, iki sene öncesinde pandemi döneminde; önceliğimiz sağlık sistemimizin sağlam duruşuydu. Ve bir gün gelecek, insanlar anlayacak ki; bu hayatın vazgeçilmezi… Huzur olmalıydı... Gönüllerin azığı, ruhun gıdası, manevi hâlimizin ne durumda olduğunun daha çok önem kazanması gerekir. Gönül evin harap olmuşken, 200 metrekare evde otursan kime ne faydası olur?
Toplumların ahlaki durumu, bireylerin birbirini etkilemesi ile kendine yön tayin eder. Birçok kişi iyi veya kötü arasında gider-gelir. İyi olmanın en kolay yolu, iyilerle beraber olmaktır. Bir zamanlar tereyağı satan yaşlı bir adam varmış. Bu adamdan devamlı alım yapan bir bakkal sahibi, bir gün merak edip tereyağını tartıyor ve 900 gram gelince hayretler içerisinde yaşlı adama neden böyle eksik sattığını soruyor. ‘Efendim evdeki terazimde ağırlık olarak sizden aldığım 1 kg şekeri kullanıyorum, nereden bilebilirdim ki eksik sattığınızı’ şeklindeki ibretlik cevabı veriyor yaşlı adam... Bunun için bu ülkede yaşanan birçok olayda, aslında kelebek etkisi yaşanıyor. Daldaki kelebeğin kanadını çırpması ile kurumuş bir yaprak yere düşüyor ve toprağa karışarak başka canlıların döngüsünde yer alıyor.
Bizler bu âlemin çekirdeğiyiz. Sevince dünyayı güzelleştirebilen, kainatın sahibinin muhabbetini bu âleme yansıtabilen varlıklarız. Değerimizi anlayıp, gönüller alıp gönüller vermeliyiz. Yoksa daha çok hesap makinesi ile ömür geçiririz… Sonuç olarak, madde dünyasındaki tüketim yarışından uzaklaşıp daha fazla ailemize, sevdiklerimize yoğunlaşacağımız bir hayata öncelik verirsek; inanıyorum ki bizim seçtiğimiz kişiler de bu memleketin insanlarının bu hâlini görüp onların gönlüne girmeyi, her türlü dünyevi hırstan daha çok ön planda tutacaklardır. İşte böyle bir vatanda bir zamanlar, Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul sokaklarında tebdili kıyafet ile dolaşmaya çıktığında ‘Komşum da siftah yapsın, biraz da ondan alışveriş yapın’ şuuruna erişilecektir.
Muratlı halkı Türel Başkan’dan çok umutlu ve çok şey bekliyor. Hizmet Medya ve şahsım adıma geçmiş Ramazan Bayramı’nızı kutluyor, her gününüzün bayram tadında geçmesini temenni ediyorum.
Başka bir konuda, bir başka yazı dizimde buluşmak dileğiyle;
Hoşça kalın, saygıyla kalın…

MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?
Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
Günlük Kurlar