Selim ATAŞ
BEN BU İŞE ŞAŞTIM, VALLAHİ ŞAŞTIM!

                Evet, şaşılacak neler var neler…
                İki kafadar hırsız açık arazide yürürlerken, yaşlı bir adamı tarla sürerken görüyorlar. Hırsızlardan biri der ki: “Ben bu adamın bir öküzünü çalacağım.”
                Yanındaki arkadaşı der ki: “Nasıl çalacaksın?”
                Meşhur hırsız arkadaşına der ki: “Ben şu yüksek tepeye çıkacağım. İhtiyar yanıma geldiği zaman sen öküzün birini çöz ve dereye in.”
                Meşhur hırsız tepeye çıkmış, durmadan: “Ben bu işe şaştım, ben bu işe şaştım.”
                Yaklaşık yarım saat kadar devamlı aynı şekilde bağırınca, ihtiyar kendi kendine der ki: “Bu adam deli midir nedir? Şunun yanına gidip bakayım, bu adam neye şaşmış.”
                İhtiyar tepeye doğru yavaş yavaş çıkmaya çalışırken, diğer hırsız öküzün birini çözüp dereye iniyor. İhtiyar yorgun, nefes nefese tepeye çıkıyor, der ki: “Ulan oğlum, sen neye şaşmışsın? Durmadan bağırıyorsun.”
                Hırsız der ki: “Emmi, ben sana şaştım. Sen tek öküz ile nasıl tarla sürüyorsun?”
                İhtiyar dönüp bakar, öküzün biri yoktur ve der ki: “Oğlum, ben de bu işe şaştım. Öküzün biri nereye gitti?”
                Evet, ihtiyar şaşkın şaşkın tarlasına giderken meşhur hırsız gözden kayboluyor.
                Bir zamanlar “Kolum kesilir” diye hırsızlık yapılmıyordu. Şimdi öyle bir korku yoktur. Çeşit çeşit, şaşırtacak hırsızlıklar yapılıyor.
                Bir de “Demokrasilerde çare tükenmez” demeye başlayanlar oldu. Herhalde bazı işlerin çaresini buluyorlardı. Hatta ve hatta bazıları, “Köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyeceksin.”
                Ben bunlara da şaştım...
                Evet, 800 civarında şiirim var. Doğru ve dürüst insanları tenzih ediyorum. Bu gibi insanların namına bir dörtlük şiir yazıyorum:
                Köprünün başında gördüm bir ayı
                Dedim ki merhaba, nasılsın dayı
                Güldü bana, göstermedi sopayı
                Meğer sistem böyleymiş vatandaş.
                En büyük şaşkınlık ve zalimlik yapan doktorlar… Televizyon kanallarında gördük ve duyduk. Düşen ses kayıtlarında, “Bir iki bebek öldürüp para alıp alem yapalım.” dediler. Hem öldür, hem para al, hem âlem yap…
tasarım59 reklam paketi
                Timsah bir hayvanı yuttuktan sonra gözyaşı dökermiş. Bu doktor denen, okumuş, diplomalı vahşi yaratıkların yaptıklarını şu an İsrailli Yahudiler yapıyorlar. Bunlar aynı soydan mı acaba?
                Evet, ben bir siyasi partinin yıllardır üyesiyim. Parti namına 14 tane kitap yazdım. Yayınlanmış 8 kitabım var. Parti için yaklaşık üç bin kitap ücretsiz dağıttım. İşin garip tarafı, partiye ait belediye başkanları ve yöneticilerle randevu aldığım halde görüşme fırsatı bulamadım.
                Bu konu için çok uzun bir şiir yazdım. Partililere sesimi duyuramadım. Bu partililere ve bu meşhur hırsızlara yakışan bir dörtlük şiirle sözü bitiriyorum:
                Sesimi duymadı duyan kulaklar,
                Rağbet buldu diplomalı salaklar,
                Önlerinde dolu dolu yalaklar;
                Gözleri aç, karnı doyan olmadı…
                Kimileri “Devletin malı deniz, yemeyen domuz.” derlerdi. Ben de diyorum ki: “Devletin malını çalan, domuzun ta kendisidir.”
                Evet, devletin malını çalan bazı hırsızlar, çok iyi iş yapmışlar gibi bazıları tarafından itibar görüyorlar.
                Gel de bu işe şaşma…


Yayınlanma Tarihi : 17/12/2024 00:55
Okunma Sayısı : 61

MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?


Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
reklam 1
Günlük Kurlar