Mücadelemize devam edeceğiz!
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Muratlı İlçe Kadın Kolları Örgütü, basın açıklaması yaparak; “Medeni Kanun’un kadınlara verdiği haklardan yine mi rahatsız oldunuz?” diye sordu.
CHP Muratlı ilçe binasında toplanan partililer, iktidarı hedef aldı. Muratlı Belediye Başkan V. Aysel Altaç’ın da katıldığı programda konuşan CHP İlçe Kadın Kolları Başkanı Kıymet Onur; “Türkiye’nin gündeminde çok acil çözümlenmesi gereken sorunlar var iken; iç ve dış borçların trilyon dolarlara yaklaştığı, işsizliğin- aşsızlığın had safhaya ulaştığı, her dört gençten birinin işsiz olduğu, terörün her gün yüreklerimizi kasıp kavurduğu, basının ve bilimin dört duvar arasına hapsedildiği bir süreçte yapılacak hiçbir iş kalmamış gibi, iktidar yine nikâhı kimin kıyacağı ile uğraşmaya başladı. İktidarın müftülüklere de resmi nikâh kıyma yetkisi veren kanun tasarısını tekrar tekrar gündeme getirmesi, yaşamakta olduğu çöküşü, sistematik tehditlerle bertaraf etmeye çalışmasıdır. Biz kadınlar sormak istiyoruz; kadınlar her gün öldürülüyor iken, her gün tacize, tecavüze, şiddete uğruyor iken, yoksulluk içinde iken, çalışma hakları ellerinden alınıyor iken, özgürlükleri gasp ediliyor iken, tek sorunumuz evlenme akdinin müftü aracılığıyla çözüme kavuşturulması mıdır? Sizler; Medeni Kanunu’n kadınlara verdiği haklardan neden rahatsız oluyorsunuz? Mevcut şartlarda, Türkiye’de evlendirme memuru sayısında bir sorun yoktur. Buna rağmen müftülüklere de bu yetkinin verilmesi sosyal hayata dini tahakkümün dayatılması içindir. Türkiye’de çocuk istismarlarının ve tecavüzlerin büyük çoğunluğunun dini nikâh kisvesi altında yapıldığı düşünüldüğünde; bu tasarının nasıl bir gaflet olduğu daha rahat görülecektir. 12 yaşında imam nikâhına, 6 yıl sonra imamın kıydığı resmi nikâha, çocuk gelinlere izin vermeyeceğiz. Müftülük kurumu İslam ile özdeştir. Resmi nikâhın müftülerce kıyılabilmesinin önünün açılması Türkiye’deki aile yapısına dini bir dayatmadır. Bu topraklar dinine sahip çıkan, geleneklerine ve göreneklerine bağlı olan insanların evidir. Bu insanların % 90’dan fazlası zaten Müslüman’dır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti bir Hukuk Devleti’dir. Hukuk Devleti olmakla, kadınlar evlenirken Medeni Kanun’la hakları güvence altına alınmıştır. Evlilik akdinin müftülerce yapılmasının önünün açılması din ve devlet işlerinin birbirine karıştırılmasıdır. Bu da Laiklik ilkesine aykırıdır. Ancak endişe ile görüyoruz ki; iktidar bu ve bunun gibi uygulamalarla laik düzeni yavaş yavaş ve sinsice yok etmeye çalışmaktadır. Bir arada yaşamamızı sağlayan laikliğe açılan her gedik, toplumsal kutuplaşmayı derinleştirecektir. Bugün daha net görüyoruz ki, siyasi iktidarın son yıllarda “Dava” dediği şey laik düzenin yıkılması davasından başka bir şey değildir. Biliyoruz ki bu düzenlemeyi getirenlerin en büyük korkusu direnen, mücadele eden kadınlardır. Türkiye’de kadınların sosyal statüsü 1926 Medeni Kanunu ile resmen tanımlanmıştır. Bizlere düşen, bu Medeni Kanunu daha ileriye taşımaktır” ifadelerine yer verdi.
Atatürk devrimlerinin uygulayıcısı kadınlar olarak, kadını toplumdan dışlayan her türlü uygulamanın karşısında olduklarını vurgulayan Kıymet Onur, “Mücadelemize devam edeceğimizi bir kez daha duyuruyoruz. Bu düzenlemeyi derhal geri çekin! Yaşasın tam bağımsız, laik, sosyal hukuk devleti! Yaşasın kadınlar! Yaşasın hak, hukuk adalet!” diye haykırdı.
CHP Muratlı ilçe binasında toplanan partililer, iktidarı hedef aldı. Muratlı Belediye Başkan V. Aysel Altaç’ın da katıldığı programda konuşan CHP İlçe Kadın Kolları Başkanı Kıymet Onur; “Türkiye’nin gündeminde çok acil çözümlenmesi gereken sorunlar var iken; iç ve dış borçların trilyon dolarlara yaklaştığı, işsizliğin- aşsızlığın had safhaya ulaştığı, her dört gençten birinin işsiz olduğu, terörün her gün yüreklerimizi kasıp kavurduğu, basının ve bilimin dört duvar arasına hapsedildiği bir süreçte yapılacak hiçbir iş kalmamış gibi, iktidar yine nikâhı kimin kıyacağı ile uğraşmaya başladı. İktidarın müftülüklere de resmi nikâh kıyma yetkisi veren kanun tasarısını tekrar tekrar gündeme getirmesi, yaşamakta olduğu çöküşü, sistematik tehditlerle bertaraf etmeye çalışmasıdır. Biz kadınlar sormak istiyoruz; kadınlar her gün öldürülüyor iken, her gün tacize, tecavüze, şiddete uğruyor iken, yoksulluk içinde iken, çalışma hakları ellerinden alınıyor iken, özgürlükleri gasp ediliyor iken, tek sorunumuz evlenme akdinin müftü aracılığıyla çözüme kavuşturulması mıdır? Sizler; Medeni Kanunu’n kadınlara verdiği haklardan neden rahatsız oluyorsunuz? Mevcut şartlarda, Türkiye’de evlendirme memuru sayısında bir sorun yoktur. Buna rağmen müftülüklere de bu yetkinin verilmesi sosyal hayata dini tahakkümün dayatılması içindir. Türkiye’de çocuk istismarlarının ve tecavüzlerin büyük çoğunluğunun dini nikâh kisvesi altında yapıldığı düşünüldüğünde; bu tasarının nasıl bir gaflet olduğu daha rahat görülecektir. 12 yaşında imam nikâhına, 6 yıl sonra imamın kıydığı resmi nikâha, çocuk gelinlere izin vermeyeceğiz. Müftülük kurumu İslam ile özdeştir. Resmi nikâhın müftülerce kıyılabilmesinin önünün açılması Türkiye’deki aile yapısına dini bir dayatmadır. Bu topraklar dinine sahip çıkan, geleneklerine ve göreneklerine bağlı olan insanların evidir. Bu insanların % 90’dan fazlası zaten Müslüman’dır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti bir Hukuk Devleti’dir. Hukuk Devleti olmakla, kadınlar evlenirken Medeni Kanun’la hakları güvence altına alınmıştır. Evlilik akdinin müftülerce yapılmasının önünün açılması din ve devlet işlerinin birbirine karıştırılmasıdır. Bu da Laiklik ilkesine aykırıdır. Ancak endişe ile görüyoruz ki; iktidar bu ve bunun gibi uygulamalarla laik düzeni yavaş yavaş ve sinsice yok etmeye çalışmaktadır. Bir arada yaşamamızı sağlayan laikliğe açılan her gedik, toplumsal kutuplaşmayı derinleştirecektir. Bugün daha net görüyoruz ki, siyasi iktidarın son yıllarda “Dava” dediği şey laik düzenin yıkılması davasından başka bir şey değildir. Biliyoruz ki bu düzenlemeyi getirenlerin en büyük korkusu direnen, mücadele eden kadınlardır. Türkiye’de kadınların sosyal statüsü 1926 Medeni Kanunu ile resmen tanımlanmıştır. Bizlere düşen, bu Medeni Kanunu daha ileriye taşımaktır” ifadelerine yer verdi.
Atatürk devrimlerinin uygulayıcısı kadınlar olarak, kadını toplumdan dışlayan her türlü uygulamanın karşısında olduklarını vurgulayan Kıymet Onur, “Mücadelemize devam edeceğimizi bir kez daha duyuruyoruz. Bu düzenlemeyi derhal geri çekin! Yaşasın tam bağımsız, laik, sosyal hukuk devleti! Yaşasın kadınlar! Yaşasın hak, hukuk adalet!” diye haykırdı.
Muratlı Nöbetçi Eczane
MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?
Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
Günlük Kurlar