Siyaset dünyasında koltuk ele geçirmek, birini koltuğundan etmek gibi vakalara sıkça rastlanır. En azından denenir…
O koltuğu ele geçirmek için şeytanın aklına gelmeyeceği, şeytanın şapka çıkaracağı, ayakta alkışlayacağı işler, planlar yapılır, uygulanır...
Partilerin içinde, özellikle şu bu parti değil; hemen hemen hepsinde bir zümre oluşur. Bu zümre parti başkanının güvendiği kişiler, delegeler, danışmanlar olur. Bu zümre genel başkanın etrafını öyle bir sarar ki; genel başkanın etrafında sinek bile uçamaz. Yani genel başkanın etrafı, kraldan çok kralcılar tarafından sarılır…
CHP’nin başındaki her ne kadar seçim başarısı olmasa da Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, uzun yıllar genel başkanlık koltuğuna oturdu. En son kongrede Özgür Özel, girdiği ilk yerel seçimlerden birinci parti çıkarak; CHP’yi başarıya taşıdı.
Sayın Kılıçdaroğlu ve etrafındaki zümre, kongre seçimini kaybetmeyi ‘Sırtımızdan hançerlendik’ iddiasıyla yorumladılar. Şimdi her fırsatta Özgür Özel’den tekrar genel başkanlık koltuğunu geri almanın planını yapıyorlar...
Kılıçdaroğlu’nun bu ayak oyunlarına uymaması, bu kraldan çok kralcı zümrenin güdümünde olmaması gerek. Sayın Kılıçdaroğlu, bu talepleri reddetmeli. Sayın Kılıçdaroğlu; uzun yıllar CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturdun, bir kere dahi seçim kazanamadın. AK Parti Lideri seni yendi de yendi...
Sayende uzun süre seçim kazandı. Şimdi hala nasıl o koltuğa oturmanın hesabını yaparsın? Ben anlamıyorum. Yeter be koltuk sevdalıları, gidin torun sevin, dünyayı gezin…
Sayın Kılıçdaroğlu, Genel Başkanlığı kaybedince Ankara’da çalışma ofisi tuttu. Sayın Kılıçdaroğlu, sen yıllarca CHP’nin başkanlık koltuğunda oturdun da bir şey yapamadın, şimdi çalışma ofisinde mi bir şeyler yapacaksın? Sen yapsan yapsan, partiyi bölersin. Partinin içine fitne tohumları atarsın.
Senin yüzünden şu anda kendi ilimden örnek vereyim; Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Candan hanımla tüm ilçe belediye başkanlarının arası açık. İlçeler hizmet alamıyor. Candan hanım-Özgür Özel, ilçe belediye başkanları-Kemal Kılıçdaroğlu… Böyle bölünmüşlüklere fırsat veriyorsun, yol açıyorsun.
Sayın Kılıçdaroğlu, koltukta otururken de bu partiye zarar verdin, hala da vermeye devam ediyorsun. Parti içine Alevi-Sünni gibi bölücü tohumlar atılıyor. Bu kafayla CHP sittin sene iktidar koltuğuna oturamaz. Sizlerin dönemi artık bitti.
Eski dönem siyasetçilere kanımca akıl danışmak dahi zararlıdır. Bence parti Genel Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı koltuklarında hatta Belediye Başkanlığı’nda kaç dönem uygunsa tüzük ve yasalarla süreler belirlenmelidir. Bir daha da değiştirmemeli ve esnetilmemelidir.
İki dönemden sonra koltukta kalan idareci, maalesef ki kendini kral zannediyor. O koltuğu kendinin malı görüyor. Ülkem mantıklı, bilinçli, tam demokratik kanunlarla yönetilmelidir. Halkımız bunu hak ediyor.
Yöneticilerimiz, temsilcilerimiz artık doğru adımları ülkemiz adına, insanlarımız adına atmalıdır. İktidarı-muhalefeti ile birlikte atmalıdır. Halk olarak bunu bekliyor, ümit ediyoruz.
Koltuk sevdası, koltuk hırsı insanı çok yanlış yollara sokabilir…
Bir atasözümüz var; ‘Bir at kırk sene koşmaz.’
Her şeyi tadında, zamanında bırakmak en alasıdır.
Tabii anlayana…
O koltuğu ele geçirmek için şeytanın aklına gelmeyeceği, şeytanın şapka çıkaracağı, ayakta alkışlayacağı işler, planlar yapılır, uygulanır...
Partilerin içinde, özellikle şu bu parti değil; hemen hemen hepsinde bir zümre oluşur. Bu zümre parti başkanının güvendiği kişiler, delegeler, danışmanlar olur. Bu zümre genel başkanın etrafını öyle bir sarar ki; genel başkanın etrafında sinek bile uçamaz. Yani genel başkanın etrafı, kraldan çok kralcılar tarafından sarılır…
CHP’nin başındaki her ne kadar seçim başarısı olmasa da Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, uzun yıllar genel başkanlık koltuğuna oturdu. En son kongrede Özgür Özel, girdiği ilk yerel seçimlerden birinci parti çıkarak; CHP’yi başarıya taşıdı.
Sayın Kılıçdaroğlu ve etrafındaki zümre, kongre seçimini kaybetmeyi ‘Sırtımızdan hançerlendik’ iddiasıyla yorumladılar. Şimdi her fırsatta Özgür Özel’den tekrar genel başkanlık koltuğunu geri almanın planını yapıyorlar...
Kılıçdaroğlu’nun bu ayak oyunlarına uymaması, bu kraldan çok kralcı zümrenin güdümünde olmaması gerek. Sayın Kılıçdaroğlu, bu talepleri reddetmeli. Sayın Kılıçdaroğlu; uzun yıllar CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturdun, bir kere dahi seçim kazanamadın. AK Parti Lideri seni yendi de yendi...
Sayende uzun süre seçim kazandı. Şimdi hala nasıl o koltuğa oturmanın hesabını yaparsın? Ben anlamıyorum. Yeter be koltuk sevdalıları, gidin torun sevin, dünyayı gezin…
Sayın Kılıçdaroğlu, Genel Başkanlığı kaybedince Ankara’da çalışma ofisi tuttu. Sayın Kılıçdaroğlu, sen yıllarca CHP’nin başkanlık koltuğunda oturdun da bir şey yapamadın, şimdi çalışma ofisinde mi bir şeyler yapacaksın? Sen yapsan yapsan, partiyi bölersin. Partinin içine fitne tohumları atarsın.
Senin yüzünden şu anda kendi ilimden örnek vereyim; Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Candan hanımla tüm ilçe belediye başkanlarının arası açık. İlçeler hizmet alamıyor. Candan hanım-Özgür Özel, ilçe belediye başkanları-Kemal Kılıçdaroğlu… Böyle bölünmüşlüklere fırsat veriyorsun, yol açıyorsun.
Sayın Kılıçdaroğlu, koltukta otururken de bu partiye zarar verdin, hala da vermeye devam ediyorsun. Parti içine Alevi-Sünni gibi bölücü tohumlar atılıyor. Bu kafayla CHP sittin sene iktidar koltuğuna oturamaz. Sizlerin dönemi artık bitti.
Eski dönem siyasetçilere kanımca akıl danışmak dahi zararlıdır. Bence parti Genel Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı koltuklarında hatta Belediye Başkanlığı’nda kaç dönem uygunsa tüzük ve yasalarla süreler belirlenmelidir. Bir daha da değiştirmemeli ve esnetilmemelidir.
İki dönemden sonra koltukta kalan idareci, maalesef ki kendini kral zannediyor. O koltuğu kendinin malı görüyor. Ülkem mantıklı, bilinçli, tam demokratik kanunlarla yönetilmelidir. Halkımız bunu hak ediyor.
Yöneticilerimiz, temsilcilerimiz artık doğru adımları ülkemiz adına, insanlarımız adına atmalıdır. İktidarı-muhalefeti ile birlikte atmalıdır. Halk olarak bunu bekliyor, ümit ediyoruz.
Koltuk sevdası, koltuk hırsı insanı çok yanlış yollara sokabilir…
Bir atasözümüz var; ‘Bir at kırk sene koşmaz.’
Her şeyi tadında, zamanında bırakmak en alasıdır.
Tabii anlayana…
Muratlı Nöbetçi Eczane
MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?
Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
Günlük Kurlar