Koku dediğimiz şey aslında hava kirliliğidir!
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi(NKÜ)’den Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, koku problemi olarak tanımlanan durumun aslında hava kirliliği olduğunu ve insan sağlığına zarar verdiğini söyledi.
Muratlı Hizmet - Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer; “Koku dediğimiz şey aslında hava kirliliğidir. Bunların içerisinde uçucu, organik bileşikler ile partikül maddeler var. Bunlar, insan sağlığına ve çevreye büyük zarar veriyor. Bunlar kanserojik kirleticilerdir” diye konuştu.
Muratlı ve Çorlu’da gece saatlerinde çevreye yayılan ağır kokular vatandaşları rahatsız ederken, Çorlu’da havayı kirlettiği tespit edilen 7 firmaya 3 milyon TL ceza uygulandı.
Kokuya neden olan unsurun hava kirleticiler olduğunu aktaran Prof. Dr. Tecer ise; “Koku; tam olarak bir hava kirliliği problemidir. Biliyorsunuz endüstriyel faaliyetlerin de yoğun olduğu bir bölgede yaşıyoruz. Özellikle Çerkezköy, Kapaklı, Muratlı OSB’lerde faaliyet gösteren sanayi tesislerinin bacalarından yoğun bir kirlilik atmosfere salınıyor. Bu aslında her zaman olan bir şey ama bazı zamanlar belirgin hale gelmesinin sebebi; meteorolojik koşullardır” diyerek rüzgârları işaret etti.
Koku denen şeyin aslında hava kirliliği olduğunu, bunların da içerisinde uçucu, organik bileşikler ile partikül maddeleri içerdiğini ve insan sağlığına ve çevreye büyük zararlar verdiğini kaydeden Prof. Dr. Tecer, “Bunlar kanserojik kirleticilerdir” şeklinde konuştu.
Geçtiğimiz günlerde yoğun olarak hissedilen kokunun sebeplerinden birisinin de kaçak deşarjlar olduğunu dile getiren Tecer, “Arıtma tesisi olmadan suyun derelere, nehirlere, kanalizasyonlara bırakılması; geçtiğimiz günlerde yoğun olarak hissedilen kokunun sebeplerinden birisi de bu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün yaptığı denetim sonucunda da bu kaçak deşarjların, yasal olmayan atık su deşarjların bu kokuya sebebiyet verdiğini biliyoruz. Dolayısıyla koku problemi olarak tanımlamak yerine hava kirliliği problemi olarak tanımlamak ve bunun bir halk sağlığı sorunu olarak algılamasını sağlamak gerekiyor” dedi.
Çözüm için ilk olarak zihniyetin değişmesi gerektiğini savunan Prof. Dr. Tecer, “Her zaman söylediğimiz gibi buradaki sanayicinin çevreye duyarlı bir yönetim biçimine dönüşmesi lazım. Zihniyet değişimi gerekiyor ve bu kokuya sebebiyet veren hava kirleticilerin bacada kontrolü mümkün. Dolayısıyla bu sanayicilerimizin bacalarına hava kirleticileri önleyen kontrol sistemleri takması gerekiyor. Bu bacalardan ciddi oranda zehir saçılıyor. Bunun kontrolü de mümkün ancak böyle bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç var. Şu anda meclis gündeminde de böyle bir çalışma var. Bu hava kirletici kontrol sistemlerinin tükettiği enerjilerin bakanlık tarafından sübvanse edilmesiyle ilgili, bu da bölgede koku ve hava kirliliği probleminin önlenmesine devletin katkısı ile bir alan açmış olacak, bir fırsat vermiş olacak. Ama sanayicimizin de burada çevresel kaynakları kullanarak, temiz bir üretim modeline geçecek bir zihniyet dönüşümüne ihtiyacımız var” diye konuştu.
Muratlı Hizmet - Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer; “Koku dediğimiz şey aslında hava kirliliğidir. Bunların içerisinde uçucu, organik bileşikler ile partikül maddeler var. Bunlar, insan sağlığına ve çevreye büyük zarar veriyor. Bunlar kanserojik kirleticilerdir” diye konuştu.
Muratlı ve Çorlu’da gece saatlerinde çevreye yayılan ağır kokular vatandaşları rahatsız ederken, Çorlu’da havayı kirlettiği tespit edilen 7 firmaya 3 milyon TL ceza uygulandı.
Kokuya neden olan unsurun hava kirleticiler olduğunu aktaran Prof. Dr. Tecer ise; “Koku; tam olarak bir hava kirliliği problemidir. Biliyorsunuz endüstriyel faaliyetlerin de yoğun olduğu bir bölgede yaşıyoruz. Özellikle Çerkezköy, Kapaklı, Muratlı OSB’lerde faaliyet gösteren sanayi tesislerinin bacalarından yoğun bir kirlilik atmosfere salınıyor. Bu aslında her zaman olan bir şey ama bazı zamanlar belirgin hale gelmesinin sebebi; meteorolojik koşullardır” diyerek rüzgârları işaret etti.
Koku denen şeyin aslında hava kirliliği olduğunu, bunların da içerisinde uçucu, organik bileşikler ile partikül maddeleri içerdiğini ve insan sağlığına ve çevreye büyük zararlar verdiğini kaydeden Prof. Dr. Tecer, “Bunlar kanserojik kirleticilerdir” şeklinde konuştu.
Geçtiğimiz günlerde yoğun olarak hissedilen kokunun sebeplerinden birisinin de kaçak deşarjlar olduğunu dile getiren Tecer, “Arıtma tesisi olmadan suyun derelere, nehirlere, kanalizasyonlara bırakılması; geçtiğimiz günlerde yoğun olarak hissedilen kokunun sebeplerinden birisi de bu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün yaptığı denetim sonucunda da bu kaçak deşarjların, yasal olmayan atık su deşarjların bu kokuya sebebiyet verdiğini biliyoruz. Dolayısıyla koku problemi olarak tanımlamak yerine hava kirliliği problemi olarak tanımlamak ve bunun bir halk sağlığı sorunu olarak algılamasını sağlamak gerekiyor” dedi.
Çözüm için ilk olarak zihniyetin değişmesi gerektiğini savunan Prof. Dr. Tecer, “Her zaman söylediğimiz gibi buradaki sanayicinin çevreye duyarlı bir yönetim biçimine dönüşmesi lazım. Zihniyet değişimi gerekiyor ve bu kokuya sebebiyet veren hava kirleticilerin bacada kontrolü mümkün. Dolayısıyla bu sanayicilerimizin bacalarına hava kirleticileri önleyen kontrol sistemleri takması gerekiyor. Bu bacalardan ciddi oranda zehir saçılıyor. Bunun kontrolü de mümkün ancak böyle bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç var. Şu anda meclis gündeminde de böyle bir çalışma var. Bu hava kirletici kontrol sistemlerinin tükettiği enerjilerin bakanlık tarafından sübvanse edilmesiyle ilgili, bu da bölgede koku ve hava kirliliği probleminin önlenmesine devletin katkısı ile bir alan açmış olacak, bir fırsat vermiş olacak. Ama sanayicimizin de burada çevresel kaynakları kullanarak, temiz bir üretim modeline geçecek bir zihniyet dönüşümüne ihtiyacımız var” diye konuştu.
Yayınlanma Tarihi : 4/9/2023 18:38
Okunma Sayısı : 3007
Okunma Sayısı : 3007
Muratlı Nöbetçi Eczane
MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?
Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
Günlük Kurlar