Önce Kadın! Önce Anne! Önce Saygı!
Kadına karşı saygılı olun.
Anne olan kadına iki kat saygılı olun.
Naçizane tavsiyemdir; sizi kaosa sürükleyen kavgadan, kinden, nefretten beslenen insanları uzak tutun hayatınızdan. Görüyorum ki saygıyı yitirmiş, sevgiden uzak kalmışız; fikir alışverişi yapmayı bırakıp karalamayı, itibarsızlaştırmayı, ötelemeyi bir halt sanmışız... Ayıptır, günahtır ya! Neyin çabası bu? Neyin üstünlük anlayışı? Paylaşılamayan nedir?
Sosyal medya kullanmak, daha doğrusu kullanamamak desem daha doğru olur. Hep bir eleştiri, hiç çözüm odaklı bir davranış yok. Ülkede hakaret, despotluk, bencillik, onca kadın cinayeti işlenirken sus pus olanlar; iş sanal platforma gelince hep bir hava. Bakın bu düny da ‘Kadın’ demek; ‘Anne’ demek, ‘Eş’ demek, ‘Kardeş’ demek! Kadın savaşılacak, hedef haline gelecek bir mecra ya da hedef tahtası değildir. Kadın bir bireydir, ben yaparım sen yapamazsın değil. İnsanız, hepimiz yaparız demek daha doğrudur. Obje gibi gördüğünüz kadına; bir de ‘Anne’, ‘Kardeş’, ‘Eş’ gözüyle bakın. İvedi bir şekilde toplum ahlak kurallarına uygun sosyal medya kullanıp, her ortamda aynı fikir ve saygıyla hareket etmeyi öğrenmeliyiz.
Yeni açılan Fehmi Cumalıoğlu Tekirdağ Şehir Hastanesi açılışının ardından sosyal medyada bir kaç tartışmaya denk geldim, utandım. Polemik olsun, laf olsun, torba dolsundan öte; yapıcı, toplayıcı bir tek cümle duymadım, okumadım. Hep bir ağız dalaşı, ötekileştirme... Yapmayın! İnsanları DİN, DİL, IRK, MEZHEP olarak ayırmayı; o parti senin, bu parti benim, o takım senin, bu takım benim, bu memleket benim, o memleket senin... Yok öyle bir şey! BİZ VARIZ!
Ben, sen değil, ülkenin bu zor günlerinde BİRLİK, BERABERLİK olması gerektiği yerde; ayrımcılık ve kincilik herkese, bu vatanın her evladına zarar verir. Eleştiri yapıyorsunuz, olabilir. Tabi ki hakkınız ama zekâ içeren eleştiriyi kabul etmek de bizim hakkımız. Üstünlük taslama, hakir görme, aşağılama eleştiri değil, hadsizliktir.
Vay efendim bu hastanenin adı niye bu olmuş, vay efendim kadından yönetici mi olurmuş? Yahu biri de çıkıp bu hastanede kaç tane poliklinik var? Kaç tane laboratuar var? Kaç tane gözlem odası, yatağı var? Kapasitesi nedir demedi ya...
Bakın kabul edelim, bu şehre yapılmış en büyük hizmet. Her zaman diyoruz ya; her şeyin başı sağlık diye ama ben şunu anladım ki; biz kavga etmeyi bile beceremiyoruz. Mesela benim hayata karşı şöyle bir bakış açım var ve beni yakın tanıyan dostlarım da çok iyi bilir. ‘SAYGININ olmadığı yerde SEVGİNİN hükmü yoktur’ anlayışı ile bakar ve yaşarım. Eleştirmek de, alkışlamak da hakkımız ama saygı çerçevesinde, ötekileştirmeden...
Unutmadan şu da bilsin ki; “TÜRK de benim! KÜRT de benim! ZAZA da benim! ÇERKEZ de benim! BOŞNAK da benim! GÜRCÜ de benim! ROMAN da benim! LAZ da benim! ALEVİ de benim! MACIR da benim! DADAŞ da benim! ÇİNGENE de benim! KARSA da benim! VAN da benim! TRABZON da benim! ORDU da benim! ADANA da benim! ERZURUM da benim! SAKARYA da benim! ÇANAKKALE de benim!” İNSANIM ben ya insan... Bu bayrağın altında, bu topraklarda yaşayan kulum ben.
İnsana rast gelesiniz.
Ya Rabb!
99 ismin hürmetine,
Habibin Muhammed aşkına,
Yüreği temiz,
Gönlü güzel kulların hatırına,
Dünyamıza sağlık,
Dünyamıza huzur,
Dünyamıza bereket ver.
Ve cümlemizin ahretini hayırlı eyle inşallah.
Tüm okurlarıma hayırlı cumalar.
Başka bir konuda, bir başka yazımda görüşmek dileğiyle; hoşça kalın…

Kadına karşı saygılı olun.
Anne olan kadına iki kat saygılı olun.
Naçizane tavsiyemdir; sizi kaosa sürükleyen kavgadan, kinden, nefretten beslenen insanları uzak tutun hayatınızdan. Görüyorum ki saygıyı yitirmiş, sevgiden uzak kalmışız; fikir alışverişi yapmayı bırakıp karalamayı, itibarsızlaştırmayı, ötelemeyi bir halt sanmışız... Ayıptır, günahtır ya! Neyin çabası bu? Neyin üstünlük anlayışı? Paylaşılamayan nedir?
Sosyal medya kullanmak, daha doğrusu kullanamamak desem daha doğru olur. Hep bir eleştiri, hiç çözüm odaklı bir davranış yok. Ülkede hakaret, despotluk, bencillik, onca kadın cinayeti işlenirken sus pus olanlar; iş sanal platforma gelince hep bir hava. Bakın bu düny da ‘Kadın’ demek; ‘Anne’ demek, ‘Eş’ demek, ‘Kardeş’ demek! Kadın savaşılacak, hedef haline gelecek bir mecra ya da hedef tahtası değildir. Kadın bir bireydir, ben yaparım sen yapamazsın değil. İnsanız, hepimiz yaparız demek daha doğrudur. Obje gibi gördüğünüz kadına; bir de ‘Anne’, ‘Kardeş’, ‘Eş’ gözüyle bakın. İvedi bir şekilde toplum ahlak kurallarına uygun sosyal medya kullanıp, her ortamda aynı fikir ve saygıyla hareket etmeyi öğrenmeliyiz.
Yeni açılan Fehmi Cumalıoğlu Tekirdağ Şehir Hastanesi açılışının ardından sosyal medyada bir kaç tartışmaya denk geldim, utandım. Polemik olsun, laf olsun, torba dolsundan öte; yapıcı, toplayıcı bir tek cümle duymadım, okumadım. Hep bir ağız dalaşı, ötekileştirme... Yapmayın! İnsanları DİN, DİL, IRK, MEZHEP olarak ayırmayı; o parti senin, bu parti benim, o takım senin, bu takım benim, bu memleket benim, o memleket senin... Yok öyle bir şey! BİZ VARIZ!
Ben, sen değil, ülkenin bu zor günlerinde BİRLİK, BERABERLİK olması gerektiği yerde; ayrımcılık ve kincilik herkese, bu vatanın her evladına zarar verir. Eleştiri yapıyorsunuz, olabilir. Tabi ki hakkınız ama zekâ içeren eleştiriyi kabul etmek de bizim hakkımız. Üstünlük taslama, hakir görme, aşağılama eleştiri değil, hadsizliktir.
Vay efendim bu hastanenin adı niye bu olmuş, vay efendim kadından yönetici mi olurmuş? Yahu biri de çıkıp bu hastanede kaç tane poliklinik var? Kaç tane laboratuar var? Kaç tane gözlem odası, yatağı var? Kapasitesi nedir demedi ya...
Bakın kabul edelim, bu şehre yapılmış en büyük hizmet. Her zaman diyoruz ya; her şeyin başı sağlık diye ama ben şunu anladım ki; biz kavga etmeyi bile beceremiyoruz. Mesela benim hayata karşı şöyle bir bakış açım var ve beni yakın tanıyan dostlarım da çok iyi bilir. ‘SAYGININ olmadığı yerde SEVGİNİN hükmü yoktur’ anlayışı ile bakar ve yaşarım. Eleştirmek de, alkışlamak da hakkımız ama saygı çerçevesinde, ötekileştirmeden...
Unutmadan şu da bilsin ki; “TÜRK de benim! KÜRT de benim! ZAZA da benim! ÇERKEZ de benim! BOŞNAK da benim! GÜRCÜ de benim! ROMAN da benim! LAZ da benim! ALEVİ de benim! MACIR da benim! DADAŞ da benim! ÇİNGENE de benim! KARSA da benim! VAN da benim! TRABZON da benim! ORDU da benim! ADANA da benim! ERZURUM da benim! SAKARYA da benim! ÇANAKKALE de benim!” İNSANIM ben ya insan... Bu bayrağın altında, bu topraklarda yaşayan kulum ben.
İnsana rast gelesiniz.
Ya Rabb!
99 ismin hürmetine,
Habibin Muhammed aşkına,
Yüreği temiz,
Gönlü güzel kulların hatırına,
Dünyamıza sağlık,
Dünyamıza huzur,
Dünyamıza bereket ver.
Ve cümlemizin ahretini hayırlı eyle inşallah.
Tüm okurlarıma hayırlı cumalar.
Başka bir konuda, bir başka yazımda görüşmek dileğiyle; hoşça kalın…

MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?
Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
Günlük Kurlar