Köşemde siyasi fikirlerimi paylaşıyorum. Bugün bir değişiklik yapacağım. İlahiyat mezunu biri olarak niye dini konularda bir yazı yazmayayım diye düşündüm. Bugünkü konum; yozlaşan dini değerlerimiz, yozlaşan sosyal hayatımız, yozlaşan dilimiz… Halkımızın büyük oranda dini bilgileri yetersiz. Bu yetersizliği kullanan din bezirganları, piyasaya mantar gibi türediler. Özellikle bezirgan kelimesini kullandım. Çünkü bezirgan, bir alışverişte aşırı kâr güden kişidir. Halkımızın dini değerlerini, hassasiyetini kendi menfaatlerine göre bozan bu bezirganlar, akla gelmedik yöntemlerle halkımızı sömürüyorlar. Hani bu yöntemler şeytanın bile aklına gelmez... Bu bezirganlar televizyon kanalı kurmuşlar, bu kanallarda bazen maddi bir ürün pazarlama, bazen de ipe sapa gelmez, dini gerçeklerle örtüşmeyen fikirlerini halkımıza empoze etmeye çalışırlar. Ama tek amaç pazarlama, tek amaç para... Din ile maddiyat bir araya gelmez. Bu çok yanlıştır. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz tebliğlerini para karşılığı yapmadı. Tabi ki tüm kanal ve insanları aynı kefeye koyamayız. Sadece Allah(c.c.)’ın rızasını güden tüm insanları tenzih ederim.
Bu bezirganlar dini bilgileri menfaatlerine göre eğip, büker, değiştirir. Öyle fetva verirler ki; dinleyenleri, ona uyanları dinden çıkartırlar. Hani halk arasında bir söz var; "Yarım doktor candan, yarım imam dinden eder" derler. Bu yapılanmaların en büyüğü öyle büyütüldü, halk nezdinde öyle kabul gördü ki; neredeyse darbe ile devleti ele geçiriyordu... Bu yapı kendini öyle pazarladı ki; halkın belirli bir kesimi bu yapının başındakine tövbe haşa peygamber değeri verdi. Bu yapılanmanın farkına varan Amerika Birleşik Devletleri, bu yapıya maddi destekler vererek; semirmesine, büyümesine fırsat verdi. Bu yapı sadece ülkemizde değil, tüm dünya ülkelerinde büyütüldü. Bu bezirgan, bu kene; üzerinde yaşadığı ülkenin geleceğini, çokça gencini ele geçirdi. Bu başarılı gençlerin beyinlerini yıkayarak, adeta kendine tapar hale getirdi. Tapmasalar, kendi ülkesinin uçağı ile kendi halkının üzerine kurşun sıkarlar mıydı? Devlet kurumlarını beyni yıkanmış gençlerle ele geçirdi. Bu bazen hakim, bazen savcı, bazen asker, bazen general, bu bazen milletvekili, bazen bakan oldu. Bu yapıya bağlı halk koyun gibi, sürü psikolojisi ile baştakiler hangi siyasi partiye oy verilmesini isterse; o partiye oy verdiler, veriyorlar. Aklını kiraya veren bu insanlar hep dini değerleri, hassasiyetleriyle avlandılar. Sözüm ona bu yapılanmaya maddi destek vererek, güya Allah’a hizmet ettiklerini düşündüler. Yapının başındakiler vicdanlarını nasıl mı rahatlatıyorlar? “Savaşta her yol mübahtır. Ülkeyi ele geçirene, şeriat devletini kurana kadar Amerika CIA’le de işbirliği yaparız, papayla da; güya Allah’a hizmet ediyorlar... Ey beyni sulanmış kişi, Amerika’nın güdümünde şeriat kursan ne olur, diktatörlük kursan ne olur! Sen bu yaptıklarınla sadece Allah’ın lanetini kazanırsın... Bu örneklerden ders almak hem devlet kurumlarının, hem de vatandaşlarımızın görevidir. Bu yapılanma yolunda olan yüzlerce yapı hala var. Onlar henüz ufaklar. İktidarların tavizleriyle büyüyecekler. Onlar da koyun sürüsü gibi, oy hesabı yapılarak verilen tavizler bir gün karşımıza çıkacak! Onlara taviz verenler, belki dünyada bile olmayacak ama çocuklarımız, torunlarımız bu tavizlerin acısını yaşayacaklar. Bu kısacık ömürde nedir bu ele geçirme, koltuk hırsı, zenginlik… Ölünce ancak bunlar öte tarafta onların düşmanları olacak. Veremeyecekleri hesapları olacak.
Muratlı Nöbetçi Eczane
MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?
Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
Günlük Kurlar