Ergene'yi işaret etti! Muratlı ve Çorlu risk altında

TBMM’de konuşan CHP Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar, Muratlı ve Çorlu’dan geçen Ergene Nehri’nin tehlikeli ağır metaller barındırdığını anımsatarak; iki ilçenin risk altında olduğunu anımsattı.

Muratlı Hizmet - CHP’li Milletvekili Nurten Yontar konuşmasında şu sözcüklere yer verdi:
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri;
İklim Kanunu’nun 7. maddesi üzerine söz aldım.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak iklim krizinin etkilerinin ve karbon salınımının azaltılması için bir kanun hazırlanmasının gerekli olduğunu yıllardır dile getiriyoruz.
Bu kanun teklifinin toplumun geniş kesimlerince benimsenmesi, sivil toplum kuruluşlarının, çevre örgütlerinin, akademisyenlerin, sanayicilerin fikirlerinin alınarak yapılması çok önemliydi ancak AKP iktidarı her zaman olduğu gibi yerel yönetimleri, çevre örgütlerini, sivil toplum kuruluşlarını, çevre alanında bilimsel çalışmalar yapan akademisyenleri kanunun hazırlanma sürecinin dışında tutmuş "ben bilirim" "ben yaparım" diyerek yine bu kanunu oldubittiye getirmiştir.
Bu kanunla, bırakın iklim krizini durdurmayı, krizleri yönetmeye bile muktedir olmayan bir düzenlemeyi konuşuyoruz.
Karbon salınımının azaltılması, ormanlarımızın, su kaynaklarımızın, havamızın, denizlerimizin korunmasına yönelik neredeyse hiçbir düzenleme bu kanun teklifinde yer almamaktadır.
Bu taslak, iklim adaletinden yoksun, denetimden uzak, sermayeyi kollayan ve ekosistemi, en kırılgan kesimi olan çiftçiyi, yoksulu, işçiyi yok saymaktadır. Ne iklim göçüne dair bir önlem var ne iklim finansmanı için adil bir model. Kadınların, gençlerin, köylülerin yani toplumun sesi bu metninde yok.
Ayrıca, iklim krizinin en önemli nedeni olan fosil yakıtların kullanımının kademeli olarak azaltılması ve 2053 yılında tamamen sonlandırılmasına yönelik hedefler de bu kanun teklifinde yer almamaktadır.
Bu kanun, doğadan ve çevreden çok sermayenin çıkarlarını ön plana almaktadır. Karbon salınımının azaltılmasının amaçlandığı söylense de bununla ilgili bir mücadele olmadığı, aksine emisyon borsasının kurulması düşünülmekte bu da suyumuzun, toprağımızın ve havamızın daha fazla kirlenmesine yol açacaktır.
Meteoroloji Genel Müdürlüğünce yayınlanan 2024 yılı İklim Değerlendirmesi Raporu'na göre 2024 yılı Türkiye ortalama sıcaklığı 15,6 dereceyle son elli dört yılın rekorunu kırmıştır.
Marmara Denizi'ndeki ısınma ekosistemin, balık popülasyonunun, florasının ve faunasının etkilenmesi deniz ekolojik sisteminin bozulması anlamına gelmektedir, bu da Marmara Denizi'ndeki müsilajı karşımıza çıkarmaktadır.
Müsilajı oluşturan en büyük sebeplerden biri de denize deşarjlarla bırakılan azot ve fosfordur. Kapkara zehir ve ölüm akıtmasına rağmen 2011 yılında Tekirdağ'a ziyaretinde Sayın Cumhurbaşkanının şırıl şırıl aktığını söylediği Ergene Nehri'nin temizlenmesi için kurulmaya başlanan ileri biyolojik arıtma tesislerinin acilen bitirilerek çalıştırılmaya başlanmasını bekliyoruz çünkü Ergene Nehri'nin geçtiği alanlarda iyiye giden hiçbir şey yok.
Endüstriyel atıklara ek olarak zirai ilaçlama, gübreleme ve evsel atıkların da karıştığı Ergene deresinde yaşanan kirlilik ve koku halk sağlığını ve gıda güvenliğini tehdit etmektedir.
Tehlikeli ağır metaller barındıran dere suları ne yazık ki çevresini ve suladığı toprakları kanser hastalığı ve ölümle tehdit etmekte ve hemşehrilerimizi bu illet hastalıktan dolayı göz göre göre kaybetmekteyiz.
Tüm bu olumsuzlukları Çorlu ve Muratlı ilçelerimizde de yaşıyoruz. Belediyelerin denetim alanları dışında kalan sanayi bölgeleri yeterince denetlenemediği ve caydırıcı cezalar kesilmediği için kirlilik ve koku da artmaktadır.
Marmara Ereğlisi'ni yıllardır tehdit eden LNG depolama alanlarının çoğaltılmak istenmesi Süleymanpaşa ilçemizde bulunan mahkeme kararlarını tanımayarak, yasa dışı şekilde kapasite artışı yapan ve taşıma ve depolama yaptığı ürünlerde kuralları ihlal eden Ceyport Limanı Zorlu Enerji şirketi tarafından yapılması planlanan rüzgâr enerji santrali ve türbinler yeterince çevre sorunu yaşayan şehrimizi daha da yaşanmaz hâle getirmektedir.
Kirazıyla meşhur, festivali olan şehrimizde kirazın tanesi 10 liraya satılmakta, çocuklarına taneyle kiraz tattırmakta aileler.
Yine, Malkara, Hayrabolu ve Ergene ilçelerimizin mahallelerinde ve özellikle OSB'lerinde doğal gazın olmaması ve fosil yakıtların kullanılması çevreye çok büyük zararlar vermektedir.
Değerli arkadaşlar, biz muhalefet olarak buradan iktidara sesleniyoruz:
Gerçek bir iklim kanunu fosil yakıtlardan çıkışı taahhüt etmeli, iklim krizine uyumu somut adımlarla desteklemeli, yerel yönetimleri güçlendirmeli. Karbon piyasası değil, karbon azalımı hedeflenmelidir. Eğer bu ülkenin çocuklarına yaşanabilir bir gelecek bırakmak istiyorsak doğayı değil, rantı dizginleyin, yasal boşluklarla sermayeye alan açmayın.
Bu kanunu desteklemeyeceğimizi söyleyerek, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Muratlı Hizmet - CHP’li Milletvekili Nurten Yontar konuşmasında şu sözcüklere yer verdi:
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri;
İklim Kanunu’nun 7. maddesi üzerine söz aldım.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak iklim krizinin etkilerinin ve karbon salınımının azaltılması için bir kanun hazırlanmasının gerekli olduğunu yıllardır dile getiriyoruz.
Bu kanun teklifinin toplumun geniş kesimlerince benimsenmesi, sivil toplum kuruluşlarının, çevre örgütlerinin, akademisyenlerin, sanayicilerin fikirlerinin alınarak yapılması çok önemliydi ancak AKP iktidarı her zaman olduğu gibi yerel yönetimleri, çevre örgütlerini, sivil toplum kuruluşlarını, çevre alanında bilimsel çalışmalar yapan akademisyenleri kanunun hazırlanma sürecinin dışında tutmuş "ben bilirim" "ben yaparım" diyerek yine bu kanunu oldubittiye getirmiştir.
Bu kanunla, bırakın iklim krizini durdurmayı, krizleri yönetmeye bile muktedir olmayan bir düzenlemeyi konuşuyoruz.
Karbon salınımının azaltılması, ormanlarımızın, su kaynaklarımızın, havamızın, denizlerimizin korunmasına yönelik neredeyse hiçbir düzenleme bu kanun teklifinde yer almamaktadır.
Bu taslak, iklim adaletinden yoksun, denetimden uzak, sermayeyi kollayan ve ekosistemi, en kırılgan kesimi olan çiftçiyi, yoksulu, işçiyi yok saymaktadır. Ne iklim göçüne dair bir önlem var ne iklim finansmanı için adil bir model. Kadınların, gençlerin, köylülerin yani toplumun sesi bu metninde yok.
Ayrıca, iklim krizinin en önemli nedeni olan fosil yakıtların kullanımının kademeli olarak azaltılması ve 2053 yılında tamamen sonlandırılmasına yönelik hedefler de bu kanun teklifinde yer almamaktadır.
Bu kanun, doğadan ve çevreden çok sermayenin çıkarlarını ön plana almaktadır. Karbon salınımının azaltılmasının amaçlandığı söylense de bununla ilgili bir mücadele olmadığı, aksine emisyon borsasının kurulması düşünülmekte bu da suyumuzun, toprağımızın ve havamızın daha fazla kirlenmesine yol açacaktır.
Meteoroloji Genel Müdürlüğünce yayınlanan 2024 yılı İklim Değerlendirmesi Raporu'na göre 2024 yılı Türkiye ortalama sıcaklığı 15,6 dereceyle son elli dört yılın rekorunu kırmıştır.
Marmara Denizi'ndeki ısınma ekosistemin, balık popülasyonunun, florasının ve faunasının etkilenmesi deniz ekolojik sisteminin bozulması anlamına gelmektedir, bu da Marmara Denizi'ndeki müsilajı karşımıza çıkarmaktadır.
Müsilajı oluşturan en büyük sebeplerden biri de denize deşarjlarla bırakılan azot ve fosfordur. Kapkara zehir ve ölüm akıtmasına rağmen 2011 yılında Tekirdağ'a ziyaretinde Sayın Cumhurbaşkanının şırıl şırıl aktığını söylediği Ergene Nehri'nin temizlenmesi için kurulmaya başlanan ileri biyolojik arıtma tesislerinin acilen bitirilerek çalıştırılmaya başlanmasını bekliyoruz çünkü Ergene Nehri'nin geçtiği alanlarda iyiye giden hiçbir şey yok.
Endüstriyel atıklara ek olarak zirai ilaçlama, gübreleme ve evsel atıkların da karıştığı Ergene deresinde yaşanan kirlilik ve koku halk sağlığını ve gıda güvenliğini tehdit etmektedir.
Tehlikeli ağır metaller barındıran dere suları ne yazık ki çevresini ve suladığı toprakları kanser hastalığı ve ölümle tehdit etmekte ve hemşehrilerimizi bu illet hastalıktan dolayı göz göre göre kaybetmekteyiz.
Tüm bu olumsuzlukları Çorlu ve Muratlı ilçelerimizde de yaşıyoruz. Belediyelerin denetim alanları dışında kalan sanayi bölgeleri yeterince denetlenemediği ve caydırıcı cezalar kesilmediği için kirlilik ve koku da artmaktadır.
Marmara Ereğlisi'ni yıllardır tehdit eden LNG depolama alanlarının çoğaltılmak istenmesi Süleymanpaşa ilçemizde bulunan mahkeme kararlarını tanımayarak, yasa dışı şekilde kapasite artışı yapan ve taşıma ve depolama yaptığı ürünlerde kuralları ihlal eden Ceyport Limanı Zorlu Enerji şirketi tarafından yapılması planlanan rüzgâr enerji santrali ve türbinler yeterince çevre sorunu yaşayan şehrimizi daha da yaşanmaz hâle getirmektedir.
Kirazıyla meşhur, festivali olan şehrimizde kirazın tanesi 10 liraya satılmakta, çocuklarına taneyle kiraz tattırmakta aileler.
Yine, Malkara, Hayrabolu ve Ergene ilçelerimizin mahallelerinde ve özellikle OSB'lerinde doğal gazın olmaması ve fosil yakıtların kullanılması çevreye çok büyük zararlar vermektedir.
Değerli arkadaşlar, biz muhalefet olarak buradan iktidara sesleniyoruz:
Gerçek bir iklim kanunu fosil yakıtlardan çıkışı taahhüt etmeli, iklim krizine uyumu somut adımlarla desteklemeli, yerel yönetimleri güçlendirmeli. Karbon piyasası değil, karbon azalımı hedeflenmelidir. Eğer bu ülkenin çocuklarına yaşanabilir bir gelecek bırakmak istiyorsak doğayı değil, rantı dizginleyin, yasal boşluklarla sermayeye alan açmayın.
Bu kanunu desteklemeyeceğimizi söyleyerek, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Yayınlanma Tarihi : 27/6/2025 01:36
Okunma Sayısı : 1098
Okunma Sayısı : 1098
MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?
Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
Günlük Kurlar