Ergene için kimyasal alarm
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ulaş Tezel’in yürütücülüğündeki projede; Ergene Nehri’nden 75 farklı noktadan alınan su örnekleri incelendi. Bölgede bulunan organize sanayi bölgelerinin atık sularını yeterli düzeyde arıtmadan Ergene’ye verdikleri tespit edildi.
Muratlı Hizmet - Boğaziçi Üniversitesi’nce Türkiye’nin en kirli akarsuyu olan Ergene Nehri’ndeki kirliliğin boyutu analiz edildi. Proje kapsamında, Ağustos 2017’den Mayıs 2018’e kadar 75 farklı noktadan alınan su örnekleri incelemeye alındı. TÜBİTAK Öncelikli Alanlar Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı (1003) tarafından fonlanan ve farklı üniversitelerden paydaşların da yer aldığı proje; Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ulaş Tezel tarafından yürütüldü.
Yapılan araştırma ve incelemelere göre; her mevsim görülen HMMM (hekza metoksimetil melamin) isimli kimyasal, Ergene Nehri’ne özgü parmak izi kirletici sayıldı. Çok geniş bir kullanım alanı olan bu kimyasalın alınan her örnekte bulunduğunun altını çizen Tezel; “HMMM’in Meriç Nehri’ne doğru konsantrasyonu azalıyor ama kütlesi Ergene Nehri boyunca neredeyse hiç değişmiyor. Özellikle tekstil endüstrisi kaynaklı kirlenmenin olduğu bölgelerde yüksek oranda karşımıza çıktı. Bunun gibi kirleticiler, Ege Denizi’ne kadar ulaşabilecek ve oradaki suyu da tehdit edebilecek yapıda. Çünkü ayrıştırılmaları kolay değil” şeklinde konuştu.
Ergene Nehri için makrokirleticiler düzeyinde yapılmış çok sayıda araştırma olmasına rağmen, ilk defa nehrin mikrokirleticiler düzeyinde analiz edildiğini kaydeden Tezel, bu kirleticiler arasındaki farkı şu şekilde anlattı: “Makrokirleticiler konsantrasyonları yüksek kirleticiler. Mikrokirleticiler ise, suda mikro gram/litre ya da nano gram/litre gibi çok düşük konsantrasyonlarda bulunan kirleticiler. Makrokirleticiler sudaki oksijeni tüketerek örneğin yosun patlamalarına neden olurken, mikrokirleticilerin etkileri insan sağlığını tehdit edebilecek boyutlarda olabiliyor.”
Diğer taraftan, projede hangi kirletici kaynağının nehri nasıl etkilediğini tahmin eden bir yazılım da geliştirildi. FEnCY isimli yazılımın sadece Ergene Nehri için değil, tüm havzaların su yönetimi için kullanılabileceği öğrenildi.
Tezel, Avrupa Birliği bünyesinde desteklenen ve Avrupa’dan 28 farklı araştırma merkezinin birleşerek oluşturduğu bir program olan ‘CHIST-ERA’ tarafından fonlanacak bir projede de yer alacağını ifade etti.
Mart ayı içinde başlayacak bu projede, Avrupa akarsu ağı için de su kalitesi yönetim ve erken uyarı sistemi geliştirileceğini dile getiren Doç. Dr. Tezel, “Bu projede elimizde çok fazla veri olduğu için Ergene üzerine yaptığımız çalışmayı bir örnek olarak kullanacağız ve Ergene Nehri’ne IoT ile ölçüm yapan bir istasyon kuracağız. Bu istasyon, çevredeki meteoroloji ve gözlem istasyonlarının verilerinden de yararlanarak; düzenli olarak ölçüm yapacak. Örneğin; bir bölgeden nehre yüksek dozda kimyasal içeren atık su bırakıldığında suyun ulaşacağı diğer bölgelere haber verecek ve böylece oralarda sulama yapılmayacak. Daha sonra topladığımız bu verilerle Avrupa’daki nehirlerin su kirliliğinin simülasyonunu yapacağız” ifadelerini kullandı.
Muratlı Hizmet - Boğaziçi Üniversitesi’nce Türkiye’nin en kirli akarsuyu olan Ergene Nehri’ndeki kirliliğin boyutu analiz edildi. Proje kapsamında, Ağustos 2017’den Mayıs 2018’e kadar 75 farklı noktadan alınan su örnekleri incelemeye alındı. TÜBİTAK Öncelikli Alanlar Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı (1003) tarafından fonlanan ve farklı üniversitelerden paydaşların da yer aldığı proje; Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ulaş Tezel tarafından yürütüldü.
Yapılan araştırma ve incelemelere göre; her mevsim görülen HMMM (hekza metoksimetil melamin) isimli kimyasal, Ergene Nehri’ne özgü parmak izi kirletici sayıldı. Çok geniş bir kullanım alanı olan bu kimyasalın alınan her örnekte bulunduğunun altını çizen Tezel; “HMMM’in Meriç Nehri’ne doğru konsantrasyonu azalıyor ama kütlesi Ergene Nehri boyunca neredeyse hiç değişmiyor. Özellikle tekstil endüstrisi kaynaklı kirlenmenin olduğu bölgelerde yüksek oranda karşımıza çıktı. Bunun gibi kirleticiler, Ege Denizi’ne kadar ulaşabilecek ve oradaki suyu da tehdit edebilecek yapıda. Çünkü ayrıştırılmaları kolay değil” şeklinde konuştu.
Ergene Nehri için makrokirleticiler düzeyinde yapılmış çok sayıda araştırma olmasına rağmen, ilk defa nehrin mikrokirleticiler düzeyinde analiz edildiğini kaydeden Tezel, bu kirleticiler arasındaki farkı şu şekilde anlattı: “Makrokirleticiler konsantrasyonları yüksek kirleticiler. Mikrokirleticiler ise, suda mikro gram/litre ya da nano gram/litre gibi çok düşük konsantrasyonlarda bulunan kirleticiler. Makrokirleticiler sudaki oksijeni tüketerek örneğin yosun patlamalarına neden olurken, mikrokirleticilerin etkileri insan sağlığını tehdit edebilecek boyutlarda olabiliyor.”
Diğer taraftan, projede hangi kirletici kaynağının nehri nasıl etkilediğini tahmin eden bir yazılım da geliştirildi. FEnCY isimli yazılımın sadece Ergene Nehri için değil, tüm havzaların su yönetimi için kullanılabileceği öğrenildi.
Tezel, Avrupa Birliği bünyesinde desteklenen ve Avrupa’dan 28 farklı araştırma merkezinin birleşerek oluşturduğu bir program olan ‘CHIST-ERA’ tarafından fonlanacak bir projede de yer alacağını ifade etti.
Mart ayı içinde başlayacak bu projede, Avrupa akarsu ağı için de su kalitesi yönetim ve erken uyarı sistemi geliştirileceğini dile getiren Doç. Dr. Tezel, “Bu projede elimizde çok fazla veri olduğu için Ergene üzerine yaptığımız çalışmayı bir örnek olarak kullanacağız ve Ergene Nehri’ne IoT ile ölçüm yapan bir istasyon kuracağız. Bu istasyon, çevredeki meteoroloji ve gözlem istasyonlarının verilerinden de yararlanarak; düzenli olarak ölçüm yapacak. Örneğin; bir bölgeden nehre yüksek dozda kimyasal içeren atık su bırakıldığında suyun ulaşacağı diğer bölgelere haber verecek ve böylece oralarda sulama yapılmayacak. Daha sonra topladığımız bu verilerle Avrupa’daki nehirlerin su kirliliğinin simülasyonunu yapacağız” ifadelerini kullandı.
Yayınlanma Tarihi : 5/3/2021 18:02
Okunma Sayısı : 5161
Okunma Sayısı : 5161
Muratlı Nöbetçi Eczane
MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?
Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
Günlük Kurlar