Eğitim gündemini yorumladı

Eğitim gündemini yorumladı
            Hizmet Medya’yı ziyaret eden Türk Eğitim-Sen Tekirdağ Şube Başkanı Kamuran Varma ve beraberindeki Türk Eğitim-Sen’liler, 2020 – 2021 eğitim yılını değerlendirdi.



            Muratlı Hizmet - Türk Eğitim-Sen Başkanı Kamuran Varma, Eylül ayından başlayarak eğitimde yaşananları Hizmet Medya aracılığı ile kamuoyuyla paylaştı ve yorumladı:
            Varma: 21 Eylül’de yüz yüze eğitim başladı
            24 Ağustos itibariyle öğretmenler okullarında mesleki çalışmalarına başladı. Bununla birlikte öğretmenlerimizde pozitif vakalar da artış görüldü. Pek çok meslektaşımız evde ya da hastanelerde tedavi gördü. Nitekim seminer döneminde çok sayıda okulumuzda Covid vakalarında artış yaşandı bu süreçte 8.sınıf öğrencilerimizin eksiklerini tamamlamak için meslektaşlarımız okullarında destekleme ve yetiştirme kurslarına devam ettiler. Öğretmenlerimiz bu süreçte de öğrencilerinin eğitimlerini devam ettirmeye çalıştırlar. Öğretmenlerimizin bir kısmının korona virüs testleri pozitif çıktı,  bir kısım meslektaşımız karantina altına alındı. Çok zor süreçlerden geçerek kimisi eğitim şehidi kimisi bu illeti yenerek aramızda döndüler. Ve virüsle, cehaletle savaşmaya devam ettiler. Bu süreçte kaybettiğimiz eğitim çalışanlarımıza bir kez daha baş sağlığı diliyoruz.
            MEB’in hızlı şekilde yardımcı hizmetli personel alımı yapması lazım dedik:
            Virüsle mücadele ederken MASKE, MESAFE, HİJYEN dedik. Okullarımızda kadrolu hizmetli personelimizin arttırılması gerektiğine kanaat getirirken personel sayımızın 26 bin olduğunu, 80 bin civarında da İş-Kur’dan geçici personel istihdam edildiğini bildiren , “Bu personel sayısı ile bırakın ekstra tedbirleri, okulların rutin temizlik hizmetlerini yürütmekte zorlanıyoruz. Okullar ihtiyaçlarını Okul Aile Birliği bütçesi ile gidermeye çalışıyor. Pandemi dönemi rutin tedbirlerin çok ötesinde ekstra tedbirler almamız gereken bir dönemdir. Bunu nasıl yapacağız? derken MEB’in hızlı bir şekilde yardımcı hizmetli personel alımı yapması gerektiğini hala gündeme taşıyoruz. Hizmetli personel sayısını artırmanın yanında, okulların hijyen ve temizlik malzemeleri, maske ihtiyacı da giderilmelidir. Bunun için Hükümetin MEB’in hızlı şekilde ilave bütçe tahsis etmesi lazım” diye konuşmuştuk dedi. Bu talebimizi gündeme tekrar getiriyoruz. Okullarımızı açabilmek ve eğitimin devamının sağlanması için personellerimize ihtiyacımız vardır.
tasarım59 reklam paketi
            Devletimizin gerek ihtiyaç sahibi olan tüm öğrencilerimize ve eğitim çalışanlarına kişisel bilgisayar ve internet imkânı sağlaması gerekir dedik:
            Hükümetin sadece yardımcı hizmetli personel ya da temizlik malzemeleri için değil, bilgisayar ve internet imkânı, öğretmen ve derslik açığı konularında da bütçe sağlaması gerekir. Bölgeler arası fırsat eşitsizliğinden yakınırken, uzaktan eğitim bunu körükledi. Eğitimde eşitsizliği bir kez daha yüzümüze tokat gibi çarptı. Eğitim makasının ucu açıkken daha da fazla açılan makasta uçurumlar oluştu ve dur diyemiyoruz. Zira büyük bir kısım öğrencimizin EBA ve Zoom üzerinden yapılan derslerde cihazı bulunmayan; telefon, tablet, bilgisayar araçlarına ulaşım sağlayamadıkları ve bir de buna internet imkânından yoksun olduğu için canlı derslere öğrencilerimiz katılım sağlayamadılar. Bu nedenle devletimizin gerek ihtiyaç sahibi olan tüm öğrencilerimize gerekse eğitim çalışanlarına kişisel bilgisayar ve internet imkânı sağlaması gerekir. Aksi takdirde fırsat eşitsizliği daha da derinleşecektir. Eğitimde kaybedilecek tek bir nefer yoktur. Çocuklarımızı kuşaklara ayırıp adlandırırken (x,y,z vb.) ileriki zamanlarda bu durum gündeme gelecek evlatlarımız salgın nesli (epidemi,pandemi) nesli olarak anılacak ve bu durumun ülkemiz için ciddi sonuçları olacaktır.
            Bu süreçte hem öğretmen sayısını artırmamız hem de sınıf mevcudunun düşürülmesi için derslik sayısını artırmamız gerekiyor. Tüm bun için de ek bütçe tahsis edilmesi zorunluluktur.
            Sadece bilgisayar ve internet imkânı açısından değil, MEB öğretmen ve derslik açığı noktasında da üst noktalarda bir bütçe sağlanmalıdır. Bu süreçte hem öğretmen sayısını artırmamız hem de sınıf mevcudunun düşürülmesi için derslik sayısını artırmamız gerekiyor. Tüm bunlar için de ek bütçe tahsis edilmesi zorunluluktur. Öğretmen olmayı bekleyen binlerce meslektaşımızın görevlerine bir an önce başlamaları eğitimimizin kalitesini arttıracak ve bu süreçten daha az zararla çıkmamızı sağlayacaktır. Meslektaşlarımıza atama sayısı ve kontejanlarında iyileştirme demek süreci daha kolay atlatmamız demektir.
            2020 yılında yapılan 40 bin atamaya ilaveten yeni eğitim-öğretim yılı için 60 bin atama daha yapılmalıdır.
            Türk Eğitim-Sen olarak  2021 eğitim –öğretim yılında 60.000 öğretmen atamasının yapılmasını istediklerini dile getirdik dedi. Eğitimde yaşanan tahribatı onarmamız için derslik, materyal ve öğretmen açığın gidermemiz lazım. Bu noktada Hükümetin devletin bütçe imkânı zorlayarak öğretmen atamalarının bir an önce yapılması gerekmektedir.
            Öğretmenlerimizin yaşadığı sorunlardan konuya devam etmek gerekirse;
            - Öğretmenlerimizin salgının en yoğun olduğu dönemde öğretmenlerimizin elini taşın alına koyarak, Vefa Destek Gruplarında yer aldığını, kapı kapı gezerek vatandaşlara hizmet ettiklerini, otogarda kimlik kontrolü yapmak için dahi görevlendirildiğini, mahalle denetim ekiplerinde, filyasyon ekiplerinde görev aldığını da biliyoruz, görüyoruz. Bu nedenle öğretmenlere yöneltilen eleştirileri kabul etmiyorum. Bu eleştiriler kul hakkına giriyor. Canla, başla görev yapan tüm öğretmenlerimize sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bu sınavı başarıyla geçtiler. Kimse öğretmenlere ‘Bilgisayarınız var mı?’, ‘İnternet kotanızı aşıyor musunuz?’, ‘Canlı ders yapıyorsunuz ama siz bilgisayarı kullandığınızda çocuğunuz ne yapıyor?’, ‘Herhangi bir eksiğiniz var mı?’ diye sormadı. Öğretmenler salgın sürecinde çok önemli sorumluluklar aldı. Toplum olarak öğretmenlerin itibarına sahip çıkmalıyız.
            - Öğretmen ve öğrencilerimizin kişisel bilgisayar ve uzaktan eğitim araçlarına kavuşması için tedbirlerin alınmasını istedik. Bu adımlardan bir tanesinin de KDV ve ÖTV sıfırlamasıdır. Hatta ihtiyaç sahibi aileler için öğrencilerimize ücretsiz temin de sağlanmalıdır.
            - Milli Eğitim Bakanlığı 31 Ağustos’ta okulları uzaktan eğitimle açtı. 21 Eylül tarihinde ise okullarımız kapılarını okul öncesi ve 1. sınıflarımız için açtı. Öte yandan çocukların okuma-yazmayı öğrenmesi, çocukların öğretmeniyle duygusal bağ kurabilmesi, arkadaşları ile sosyalleşebilmesi noktasında yüz yüze eğitimin önemi yadsınamaz. Bu sadece ilkokul 1. sınıflar için değil, eğitimin tüm kademeleri için geçerlidir. Eğitimin kaliteli, verimli bir ortamda yapılması, öğrenme sürecinin etkin ve aktif olması, çocukların arkadaşları ile bir araya gelerek sosyalleşmesi, okul havasını soluması gelişimleri açısından çok önemlidir. EBA TV üzerinden canlı yayın ve ders anlatımları sürüyor. Bu noktada gerek hiçbir beklentiye girmeden EBA TV’de gerekse okullarda canlı ders anlatımı yapan, sürece canla başla katkıda bulunan tüm öğretmenlerimize şükranlarımızı bir borç biliyoruz. Tabi şunu da belirtelim ki, uzaktan eğitim yüz yüze eğitimin yerini tutmamaktadır. Ayrıca ders süresi yetersiz olmakla birlikte, teknik açından yaşanan aksaklıklar nedeniyle de uzaktan eğitimden verim ve başarı beklemek ne yazık ki şu an için mümkün değildir. Elbette öğretmenlerimiz elindeki imkânlar doğrultusunda ders anlatmaya çalışıyor ancak bilgisayarı ve interneti dahi olmayan öğrencilerin varlığı bu sürecin en önemli eksiklerindendir. Hatırlarsanız, Türk Eğitim Sen olarak uzaktan eğitim araçlarında vergi indirimi talep etmiştik. Bu talebimiz şu ana kadar karşılık bulmadı. Hükümetin bu konuda en kısa zamanda adım atması gerekmektedir. Ayrıca maddi durumu yeterli olmayan ailelerin tespit edilip, ücretsiz bilgisayar ve internet imkânı sağlamak sosyal devletin gereğidir. Hükümet bu konuda çalışma başlatmalıdır. Hatta buradan iş insanlarına, vergi rekortmenlerine, sanatçılara da sesleniyoruz: Haydi elimizi taşın altına koyalım! Bu zor günlerde ihtiyaç sahibi olan ailelerimize destek olarak bilgisayar ve internet imkânı sağlayalım! Aksi takdirde öğrencilerimiz arasındaki eşitsizlik derinleşerek büyüyecek, etkin bir eğitim sağlanamadığı için OECD ülkeleri arasında zaten alt sıralarda yer alan Türkiye, bu sıralama daha da geriye düşecektir.
            - 21 Eylül’de kısmen yüz yüze ve uzaktan eğitim yoluyla yeni eğitim öğretim yılı başladığında; MEB’in açıklama ve bilgilendirmelerde içerik ve zamanlama açısından yetersiz kalması nedeniyle günlerce okul ve il-ilçe milli eğitim yöneticileri tarafından farklı uygulama ve yorumlara şahit olduk. Özellikle öğretmenlerimizin ek ders ücretleri hususunda oluşan kafa karışıklığı bir müddet sonra karmaşaya dönüştü.
            - MEB’in yayınladığı EK DERS ÜCRETİ konulu genelge ise karmaşayı çözmeyi bırakın, öğretmenlerimizin endişelerini daha da artırmış oldu. Ayrıca okul idaresi tarafından canlı ders anlatımı esnasında öğretmenlerden fotoğraf ve video kaydı istenmesini de eleştirdik. Öğretmenimize güvenemiyorsak, eğitimde başarı nasıl mümkün olacaktır?
            - 1, 2, 3, 4, 8 ve 12. Sınıflar da seyreltilmiş şekilde yüz yüz eğitime geçirildi. 12 Ekim tarihinden itibaren tüm ilkokul ile 8. ve 12. sınıfların yüz yüze eğitimi başladı. Şöyle ki; sınıflarımız seyreltilerek öğrencilerimiz iki grup halinde iki gün okula gelecektir. Pazartesi, Salı birinci grup gelecek, Çarşamba temizlik arası verilecek ve Perşembe ile Cuma da ikinci grup okula gelecektir. Dolayısıyla bu durumda Cumartesi gününe hangi şartlarda “ihtiyaç” duyulacağı muallâk kalmıştır.
            Öğretmenler kızıyla ilgilendi diye Cimer’e şikâyet edildi.
            Medyada öğretmenlerin itibarını zedeleyici konuşmalar gündeme geldi. Unutulmamalıdır ki; bir ev içerisinde ders yapan anne ve babanın bir evladı bu süreçte yaşamını yitirdi. Öğretmenlerimiz bu süreci öyle göğüslemişlerdir ki hem virüs hem cehaletle savaşmış; kaybedecek tek bir çocuğumuz yok anlayışıyla derslerine devam etmiş, çocuklarımızın gelişim ihtiyaçları için eğitimlere katılmış, eğitimin kalitesini arttırabilmek için ellerinden gelenin daha fazlasını bu süreçte yapmıştırlar.
            Eğitim-öğretimin 31 Aralık 2020 tarihine kadar uzaktan eğitim ile yürütülmesi hakkında önemli değerlendirme:
            Çalışan annelere kolaylık olsun gerekçesiyle anaokulları ve okul öncesi sınıflarımızı eğitime açmak demek, öğretmenlerimize “BAKICI” muamelesi yapan bir takım arazlı yaklaşımları olumlamak demektir.
            Meslek liselerinde sıkıntılar yaşanıyor, canlı derse öğrenci gelmiyor ek ders ücreti kesiliyor; ek ders ücreti ödemelerinde illere göre ve hatta okullara göre farklı yorumlamaları görüyoruz.
            2020 yılı ülkemiz için sadece Covid-19 virüsü açısından değil, aynı zamanda birçok insanımızın hayatını kaybettiği deprem, sel, terör, yangın felaketlerini de yaşadığımız yorucu bir yıl oldu. Yeni başladığımız 2021 yılının ilk ayında bu süreçlerin tez zamanda bitmesini temenni ediyor bu süreçte en çok yorulan sevgili eğitim çalışanları meslektaşlarımız ayrıca kıymetli öğretmenlerimize gayretlerinden dolayı teşekkür ediyor, minnetlerimizi sunuyorum. Eğitim şehidi olan her bir çalışanımıza Allah’tan rahmet kalanlara sabırlar ve baş sağlığı dileklerimi bir kez daha iletiyorum.
            Sevgili anne- babalar, öğrencilerimizin eğitiminde evde olan; öğrencilerimize sabır gösteren her bir aile bireyine teşekkür ediyor. Sevgili öğrencilerimize bu yorucu sürecin bitiminde iyi tatiller diliyorum.

Yayınlanma Tarihi : 21/1/2021 13:53
Okunma Sayısı : 3602

Muratlı Nöbetçi Eczane

MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?


Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
reklam 1
Günlük Kurlar