Çarpıcı kuraklık var! Muratlı'yı da saydı

Çarpıcı kuraklık var! Muratlı
                Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Arazi ve Su Kaynakları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halim Orta, kuraklığın çok sıkı geldiğini belirterek; “Bizi zor bir yaz bekliyor. Trakya’da ve özellikle Tekirdağ’da Muratlı, Çerkezköy, Çorlu, Kapaklı ile Kırklareli’nin Lüleburgaz açıklığında daha da çarpıcı bir kuraklık görüyoruz. Burada ısınma biraz daha fazla karşımıza çıkıyor” dedi.



tasarım59 reklam paketi
                Muratlı Hizmet - Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Arazi ve Su Kaynakları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halim Orta, “Tüm canlıları etkiler, çok sinsi gelir, ne kadar kalacağı belli olmaz. Tüm canlıları çaresiz bırakır, depremde insanlardan başka çok ölen olmadı ama kuraklıkta tüm canlılar, ekosistem durur, istop eder her şey. O çaresizlik içerisinde ne kadar süreceğini de bilemezsiniz ve o çaresizlik de göçlere kadar sürer gider. Trakya’da böyle bir sonu bekliyorum” diye konuştu.
                22 Mart Dünya Su Günü’nde gerçekleşen etkinlikte konuşan Prof. Dr. Halim Orta, depremde ülkenin çok canının yandığını, çok üzüldüğünü kaydederek; kuraklığın unutulduğunu söyledi. Kuraklığın çok sıkı geldiğini dile getiren Halim Orta, “Dünyanın tanımladığı 31 doğal afetin içerisinde tüm canlıları oluşturduğu olumsuzluk nedeniyle birinci sıradadır. Deprem falan değil, kuraklık. Neden biliyor musunuz? Tüm canlıları etkiler, çok sinsi gelir, ne kadar kalacağı belli olmaz. Tüm canlıları çaresiz bırakır, depremde insanlardan başka çok ölen olmadı ama kuraklıkta tüm canlılar, ekosistem durur, istop eder her şey. O çaresizlik içerisinde ne kadar süreceğini de bilemezsiniz ve o çaresizlik de göçlere kadar sürer gider. Trakya'da böyle bir sonu bekliyorum. Doğaya karşı doğaya rağmen bir mücadele olmaz. Bizim planlamadığımız, planlayamadığımız nüfusu ve sanayiyi hiç merak etmeyin doğa planlayacak ve ters göç Trakya’dan çok uzun sürmeyecek. Nüfus artışı ile beraber de 2060 yılına kadar artacağız. 2060 yılından sonra Türkiye’nin nüfusu azalmaya başlayacak. Bence Trakya’nın en fazla şurada çekeceği 20 yıllık bir sıkıntısı var. 2040 yılından itibaren herkes geldiği yere geldiği gibi geri dönecek. Bunun aksini düşünmek mümkün değildir” şeklinde konuştu.
                Trakya’da ciddi bir kuraklık yaşandığını sözlerine ekleyen Prof. Dr. Halim Orta, “Bu kuraklığı sıcaklık ve yağış verileriyle ortaya koyduğumuzda görüyoruz ki su yılının başlangıcı olan 1 Ekim 2022 yılından itibaren aylık ortalama sıcaklıklarda 2-3 santigrat dereceye varan artışlar yağışta ise yüzde 75 düzeyinde azalmalar olduğunu görüyoruz. Yani uzun yıllar ortalamasının sadece yüzde 25'i kadar yağış aldığını görüyoruz. Nereden görüyoruz, toplam 5 aylık rakama baktığınızda olması gereken 320 milimetre yağışın biz sadece 80 milimetre civarını almışız. Bu meteorolojik kuraklık olarak belirlenen bu kuraklık halihazırda bölgede tarımsal, yani özellikle bitkilerin, hububatın gelişmesi için ihtiyacımız olan suyun sağlanmamasında dolayısıyla tarımsal kuraklıkta ve yer altı su kaynakları ile birlikte yer üstü su kaynakları baraj ve göletlerdeki su seviyelerin azalmasıyla tanımlanan hidrolojik kuraklıkta da ciddi sıkıntılar oluşturuyor. Her ikisi açısından baktığımızda bizi zor bir yaz bekliyor. Trakya'da ve özellikle Tekirdağ’da Muratlı, Çerkezköy, Çorlu, Kapaklı ve Lüleburgaz açıklığında daha da çarpıcı bir kuraklık görüyoruz. Burada ısınma biraz daha fazla karşımıza çıkıyor. Bu büyük ihtimalle sanayinin etkilediği çok yoğun olduğu bir bölge. Bu ısınma bundan kaynaklanır, kaynaklanıyor olabilir diye ağırlıklı olarak düşünüyoruz. Umarım bahar aylarında biraz etkili yağışlar alarak en azından bu yazı bölgede sıkıntısız atlatabiliriz” dedi.
                Prof. Dr. Orta, halk arasında vahşi sulama diye anılan tava sulama yöntemlerinden derhal damla sulama yöntemlerine geçilmesi gerektiğini vurgulayarak; “Bu konuda üreticinin çok ciddi desteklenmesi lazım. Hem altyapının kurulması, yani sulama sistemlerini kurulması hem de bunların işletilmesi noktasında destek olmamız lazım. Yapılan desteklerin yerli yerine gidip gitmediğini çok iyi kontrol etmemiz lazım. Eğer biz halihazır mevcut sulama yöntemlerimizden bahsettiğimiz bu damla sulama yöntemine geçersek, sulama suyunda 3’te1 oranında mutlaka ve bunun ötesinde yarıya yakın olanlarda su tasarrufu sağlayabileceğimiz gayet aşikar. Ama dediğim gibi ehli insanlarla çiftçiyi ve üreticilere kurumların desteğiyle bu işin sadece kurulması değil, sonraki işletim süreçlerinde de mutlaka onların yanında olmalı ve kredi sistemini mutlaka faaliyete geçirmemiz lazım. Çünkü biliyorsunuz üreticilerin hali yüksek tarımdaki tarımsal gelirlerdeki yüksek enflasyondan dolayı maalesef çok iyi değil” sözcüklerini kaydetti.
                Milli Kuraklık Merkezi’nin kurularak bilim insanlarının bilimsel çalışmalar gerçekleştirmesi gerektiğini savunan Orta, “Milli Kuraklık Merkezi’ni ben yaklaşık 2 yıldan beri çok fazla dillendiriyorum. Şöyle bir organizasyonu hayal ediyoruz. Bugün bizim ülkemizde iklim değişikliklerini izleyen, yağışları takip eden, onların yer altı yer üstü kaynaklarının oluşturduğu etkileri, tarımda oluşturduğu etkileri meteorolojide oluşturduğu etkileri tek elden, izleyen, teşhis eden, sıkıntılarını belirleyen ve tedavi yöntemlerini geliştiren bir organizasyon, bir kuruluş yok. Bununla ilgili birçok kuruluş var. İşte DSİ var, Su İşleri Genel Müdürlüğü var. Tarımsal üretim var, tarım reformu var, böyle çok dağınık bir yapı var. Biz diyoruz ki; bir Milli Kuraklık Merkezi kuralım, bu merkez disiplinler arası çalışan bir merkez olsun, her disiplinden liyakat sahibi ehil insanlar burada olsun. Bunlar tamamen baskının olmadığı bir ortamda özgür, bilimsel ortamda çalışsınlar ama mutlaka sonuçlarını ve otoritelerini siyasi otoritenin önüne koysunlar. Ülkemizdeki siyasi otorite, hangisinin ne zaman nasıl uygulanacağına karar versin. Çok ihtiyacımız var buna” ifadelerini kullandı.
Yayınlanma Tarihi : 22/3/2023 18:26
Okunma Sayısı : 2358

MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?


Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
reklam 1
Günlük Kurlar