Bu hafta tuza dikkat
Muratlı Toplum Sağlığı Merkezi Başkanlığı, 8-14 Mart Dünya Tuza Dikkat Haftası münasebetiyle yazılı bilgilendirme açıklaması yaptı.
Muratlı Hizmet - Muratlı Toplum Sağlığı Merkezi Başkanlığı’nın bildirisinde; “Küresel Kovid-19 Pandemisi nasıl yediğimiz de dahil olmak üzere birçok yönden hayatımızı değiştirdi. Tüm dünyada virüsün yayılmasını yavaşlatmaya yardımcı olmak için getirilen kısıtlamalar sosyalleşmek ve dışarıda zaman geçirmek için harcadığımız süreyi azaltıyor. Evde geçirdiğimiz zamandaki artış ile birlikte daha fazla yemek pişirmek ve en sevdiğimiz tarifleri yapmak ve hatta mutfakta yeni tarifler ve tatlarla yaratıcı olmak fırsatı geldi. Ev yapımı yemeklere lezzet katmanın tek yolu büyük bir tutam tuz gibi görünebilir, ancak yiyeceklerinizin daha fazla lezzetli olmasını sağlamanın pek çok başka yolu var. Tuz, besinlerin doğal bileşiminde bulunduğu gibi, deniz tuzu (deniz suyunun buharlaştırılması ile elde edilir) ve kaya tuzu (halite, göl yataklarından veya toprak altından elde edilir, kurutulur) olarak da elde edilir. Genel olarak tuz sodyum ve klorürden oluşur. Sodyum klorür içeriği tüm tuzlarda (kaya, deniz, sofra tuzu) yaklaşık olarak aynıdır. Bilindiği gibi Dünya Sağlık Örgütü günlük kişi başı tuz tüketimini 5 gramın altında önermektedir ve bu miktar bir tepeleme bir çay kaşığına (silme bir tatlı kaşığına) denk gelmektedir. Günlük olarak tüketilmesi önerilen bu miktar; gün içinde tüm besinlerimizle aldığımız tuzu (sodyumu) da kapsamaktadır. Bu yılki Tuza Dikkat Haftası’nda; kültürümüzü ve toplumumuzu şekillendiren yemekleri, ev yemeklerini hazırlarken daha az tuz kullanmamız gerektiğini vurguluyor ve “Daha Fazla Lezzet, Daha Az Tuz” diyoruz. Bu amaçla daha az tuz kullanmanıza yardımcı olacak basit ipuçları sunuyoruz. Yemekleri hazırlarken ya da pişirirken eklenen tuzu azaltabiliriz. Sofradan tuzlukları kaldırabiliriz. Ev dışında yemek yiyeceksek; yemeklerin ve besinlerin içindeki tuz miktarını öğrenerek mümkünse az tuzlu veya tuzsuz hazırlanmasını isteyebiliriz. Tuzlu atıştırmalıkların tüketimini azaltabiliriz. Ambalajlı olarak tüketime sunulan gıda ve içeceklerin içeriğini etiket bilgisinden okuyabilir ve benzer gıdalarda tuz ve tuz yerine geçen maddelerin miktarları daha düşük olanlarını tercih edebiliriz. Satın alınan işlenmiş gıda ve içeceklerin etiket bilgisini okuyarak tuzsuz ya da tuzu azaltılmış ürünleri tercih edebiliriz. Geleneksel olarak evlerde hazırlanan turşu, salça, tarhana, kurut, yaprak salamurası vb. yiyeceklerin tuz içeriği fazladır. Bu nedenle daha az tüketebilir ve hazırlarken yüksek miktarda tuz kullanımından kaçınabiliriz. Salamura ürünlerin tuz içeriğinin azaltılması için suda yıkama ve bekletme gibi işlemleri uygulayabiliriz. Yüksek miktarda tuz içermeleri nedeniyle aşağıdakileri daha az tüketebiliriz: Hazır soslar (soya sosu, ketçap sos, barbekü sos, tartar sos, salsa sos, hardal, makarna sosu gibi). Atıştırmalık ürünler (cips, tahıl bazlı bar, meyve bazlı bar, ekstrüde ürünler, patlamış mısır gibi). Tuzlanmış kuruyemişler (fındık, fıstık, ceviz, badem, leblebi, kavurga, kabak ve ayçiçeği çekirdeği, her türlü çekirdek içi vb.). Turşu ve salamura (siyah ve yeşil zeytin, sebze turşuları). Balık konserveleri, tuzlanmış, tütsülenmiş ve/veya salamura edilmiş et ve balık ürünleri. Aromalı/aromasız, doğal/doğal olmayan mineralli içecekler. Besin sanayisinde kullanılan ve genellikle ambalajlı besinlerin besin etiketinde yer alan tüm sodyumlu bileşiklerin (monosodyum glutamat, sodyum nitrat, sodyum bikarbonat, sodyum sitrat, sodyum askorbat gibi) tüketimine dikkat edebiliriz. Çünkü bunlar besinin tuz/sodyum içeriğini artırmaktadır. Çocuklarımızın erken yaşlarda daha az tuz içeren beslenme alışkanlığını kazanmalarını sağlayabiliriz. #Daha Fazla Lezzet, Daha Az Tuz” sözcüklerine yer verildi.
Muratlı Hizmet - Muratlı Toplum Sağlığı Merkezi Başkanlığı’nın bildirisinde; “Küresel Kovid-19 Pandemisi nasıl yediğimiz de dahil olmak üzere birçok yönden hayatımızı değiştirdi. Tüm dünyada virüsün yayılmasını yavaşlatmaya yardımcı olmak için getirilen kısıtlamalar sosyalleşmek ve dışarıda zaman geçirmek için harcadığımız süreyi azaltıyor. Evde geçirdiğimiz zamandaki artış ile birlikte daha fazla yemek pişirmek ve en sevdiğimiz tarifleri yapmak ve hatta mutfakta yeni tarifler ve tatlarla yaratıcı olmak fırsatı geldi. Ev yapımı yemeklere lezzet katmanın tek yolu büyük bir tutam tuz gibi görünebilir, ancak yiyeceklerinizin daha fazla lezzetli olmasını sağlamanın pek çok başka yolu var. Tuz, besinlerin doğal bileşiminde bulunduğu gibi, deniz tuzu (deniz suyunun buharlaştırılması ile elde edilir) ve kaya tuzu (halite, göl yataklarından veya toprak altından elde edilir, kurutulur) olarak da elde edilir. Genel olarak tuz sodyum ve klorürden oluşur. Sodyum klorür içeriği tüm tuzlarda (kaya, deniz, sofra tuzu) yaklaşık olarak aynıdır. Bilindiği gibi Dünya Sağlık Örgütü günlük kişi başı tuz tüketimini 5 gramın altında önermektedir ve bu miktar bir tepeleme bir çay kaşığına (silme bir tatlı kaşığına) denk gelmektedir. Günlük olarak tüketilmesi önerilen bu miktar; gün içinde tüm besinlerimizle aldığımız tuzu (sodyumu) da kapsamaktadır. Bu yılki Tuza Dikkat Haftası’nda; kültürümüzü ve toplumumuzu şekillendiren yemekleri, ev yemeklerini hazırlarken daha az tuz kullanmamız gerektiğini vurguluyor ve “Daha Fazla Lezzet, Daha Az Tuz” diyoruz. Bu amaçla daha az tuz kullanmanıza yardımcı olacak basit ipuçları sunuyoruz. Yemekleri hazırlarken ya da pişirirken eklenen tuzu azaltabiliriz. Sofradan tuzlukları kaldırabiliriz. Ev dışında yemek yiyeceksek; yemeklerin ve besinlerin içindeki tuz miktarını öğrenerek mümkünse az tuzlu veya tuzsuz hazırlanmasını isteyebiliriz. Tuzlu atıştırmalıkların tüketimini azaltabiliriz. Ambalajlı olarak tüketime sunulan gıda ve içeceklerin içeriğini etiket bilgisinden okuyabilir ve benzer gıdalarda tuz ve tuz yerine geçen maddelerin miktarları daha düşük olanlarını tercih edebiliriz. Satın alınan işlenmiş gıda ve içeceklerin etiket bilgisini okuyarak tuzsuz ya da tuzu azaltılmış ürünleri tercih edebiliriz. Geleneksel olarak evlerde hazırlanan turşu, salça, tarhana, kurut, yaprak salamurası vb. yiyeceklerin tuz içeriği fazladır. Bu nedenle daha az tüketebilir ve hazırlarken yüksek miktarda tuz kullanımından kaçınabiliriz. Salamura ürünlerin tuz içeriğinin azaltılması için suda yıkama ve bekletme gibi işlemleri uygulayabiliriz. Yüksek miktarda tuz içermeleri nedeniyle aşağıdakileri daha az tüketebiliriz: Hazır soslar (soya sosu, ketçap sos, barbekü sos, tartar sos, salsa sos, hardal, makarna sosu gibi). Atıştırmalık ürünler (cips, tahıl bazlı bar, meyve bazlı bar, ekstrüde ürünler, patlamış mısır gibi). Tuzlanmış kuruyemişler (fındık, fıstık, ceviz, badem, leblebi, kavurga, kabak ve ayçiçeği çekirdeği, her türlü çekirdek içi vb.). Turşu ve salamura (siyah ve yeşil zeytin, sebze turşuları). Balık konserveleri, tuzlanmış, tütsülenmiş ve/veya salamura edilmiş et ve balık ürünleri. Aromalı/aromasız, doğal/doğal olmayan mineralli içecekler. Besin sanayisinde kullanılan ve genellikle ambalajlı besinlerin besin etiketinde yer alan tüm sodyumlu bileşiklerin (monosodyum glutamat, sodyum nitrat, sodyum bikarbonat, sodyum sitrat, sodyum askorbat gibi) tüketimine dikkat edebiliriz. Çünkü bunlar besinin tuz/sodyum içeriğini artırmaktadır. Çocuklarımızın erken yaşlarda daha az tuz içeren beslenme alışkanlığını kazanmalarını sağlayabiliriz. #Daha Fazla Lezzet, Daha Az Tuz” sözcüklerine yer verildi.
Yayınlanma Tarihi : 8/3/2021 21:02
Okunma Sayısı : 4031
Okunma Sayısı : 4031
Muratlı Nöbetçi Eczane
MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?
Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
Günlük Kurlar