Ülkemiz insanının geldiği son nokta: para için bebek öldürmek. Eyvah, eyvah, eyvah...
Cahil insanlar diyemezsin; Profesör, Doktor unvanı olanlar para karşılığı bebekleri öldürmüşler. Bu olayı iyi okursak; para, ekonomik zenginlik için her türlü kötülüğü yapabilmek, bu anlayış için değerlendirilmeli.
Bizim hayatımıza para, nasıl bu kadar aşırı şekilde girdi? Eski zamanlarda insanımız fakirdi ama insanlık duyguları ön plandaydı. Para hayatımıza son dönemlerde öyle bir girdi ki; insanlık duygularının, samimiyetin, dürüstlüğün, inancın önüne geçti ve birinci öncelik oldu.
Bu olay gösteriyor ki, keşke zenginliğimiz olmasaydı da insan kalabilseydik... Vicdanlı inançlı kalabilseydik...
Japonya örneği gözümüzün önünde. Ülke, insanları zengin oldu ama milli hasletlerini hiç kaybetmediler. Bizi para bozdu... Para için yapılmayacak en kötü şey nedir dense, herhalde bebek öldürmek olur...
Maneviyatımızı nasıl bu kadar kaybettik? Para nasıl bu kadar inancın, vicdanın önüne geçti? İdarecilerin, aile sorumlularının, eğitimcilerin şapkalarını önüne koyup düşünmeleri gerekiyor...
tasarım59 reklam paketi
Sorumlular bu bedeli ödeyemez. Aile içinde ilk eğitimi alan çocuk, temeli aile atar. Temeli zayıf olan binaların hali bellidir. Aile içinde çocuğun en büyük rol modeli anne ve babasıdır. Anne baba çocuğuna dürüstlük, ahlaki değerleri uygulamalı, eğer göstermezse bu çocuklar gelecekte yanlış işler, ahlaksız işler yapabilir.
Temeli olmayan bu çocuk okul eğitimine başladığında, okuldaki öğretmeni rol modeli olur. Öğretmen bu çocuğa iyi örnek olur, ahlaki değerleri uygulamalı gösterebilirse; çocuk gelecekte iyi işler yapar.
Okulda çocuğun arkadaşı, arkadaş çevresi de gelecekteki hayatını belirler. Okulu biten çocuk iş hayatına giriş yaptığında, temelini iyi doldurmuş olsa bile kanunlardaki açıkları fark eden zeki insanlar, hileyle ahlaksız işler yapmaya başlayabilir. Devletin, devlet yönetenlerin insan, iş, hukuk ilişkilerini düzenleyen kanunları eksiksiz hazırlamalı gereklidir, açıklar verilmemelidir.
Bugünkü bebek katliamları, devletin açıkları ile bu kadar ileri gitmiştir... Denetim kurumlarımız maalesef hakkıyla çalışmıyor! Denetimleri denetlemeye denetmen gerekir...
Haksız yere günlük sekiz bin TL alan hastaneye bu açığı kanunlar vermiştir. Denetimsizlik vermiştir...
Bir de hastane sahiplerinin siyasi kadrolara dahil olması, eski Sağlık Bakanı olması; sanki denetlenemezmiş algısı hâkim...
Maalesef iktidardaki siyasi iradenin destekçisinin fabrika kanalizasyonundan zehir aktığı tespit edildi. Gerekli kurum yetkilileri kanalizasyonun başına geldi. Ancak bunu tespit eden tutanağı yazamadı...
Çünkü denetleyen kişi tayininin çıkacağını, işten atılabileceğini düşündü. Ya ne yaptı? Tutanağı tüm fabrikaların kanalizasyonlarının çıkış yaptığı yerden tutanağı tuttu... Yani bir fabrika değil, 100 fabrika suçlu oldu... Denetleyen siyasi iradenin oyuncağı olduğu sürece asla, hiçbir denetim yapılan yanlışları düzeltemez!
Ayyuka çıktığı, basına düştüğünde bu denetim tam çalışır. Şu an birçok maden ocağı, birçok hastane, birçok fabrika, birçok şirket iktidar yanlısı olmasından dolayı dokunulmaz, denetlenmez oluyor...
Bu sistem maalesef devam ediyor, dönmeye de devam edecek. Taa ki…

MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?


Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
reklam 1
Günlük Kurlar