Akşam Gazetesi arşivinden Muratlı'nın geçmişine ışık tutan belge

Muratlı’da, 3 Haziran 1936 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ağırlayan ve bugün Muratlı Atatürk Evi olarak bilinen tarihi konutla ilgili önemli bir belge gün yüzüne çıktı. Akşam Gazetesi’nin 18 Temmuz 1937 tarihli sayısında, gazeteci-yazar Şevket Hıfzı Rado imzasıyla yayımlanan yazı; Atatürk’ün Muratlı ziyareti ve uğradığı göçmen evine dair çarpıcı ayrıntılar sunuyor.

Muratlı Hizmet - Yazıda, kamuoyunda uzun yıllardır dile getirilen “Atatürk evde bir gece kaldı” ya da “yaklaşık bir saat oturdu” yönündeki rivayetlerin aksine, Atatürk’ün bu mütevazı evde yaklaşık 13,5 dakika kaldığı belirtiliyor. Bu kısa süre içinde ev halkıyla sohbet eden Atatürk’ün, evde bulunan kitapları ilgiyle incelediği aktarılıyor.
Göçmen evi bir değer simgesine dönüştü
Haberde; Atatürk’ün 3 Haziran 1936’da Muratlı’ya gerçekleştirdiği ziyaret sırasında uğradığı evin Romanya’dan gelen bir göçmen aileye ait olduğu vurgulanıyor. Bu 13,5 dakikalık ziyaretin ardından söz konusu yapının, Muratlı ve çevresi için yüksek manevi değere sahip bir mekâna dönüştüğü ifade ediliyor.
Anıyı yaşatmak amacıyla evin önüne küçük bir hatıra abidesi dikildiği, üzerinde göçmenlerin duygularını yansıtan dört dizelik bir kitabenin yer aldığı belirtiliyor. Kitabede şu dizeler bulunuyor:
Ey bahtlı göçmen unutma 3 Haziran,
Yurdun en büyük insanı,
Konuk oldu evinize,
Sevgi sundu hepinize…
“Sevinçten ne yapacağımızı şaşırdık”
Ev sahipleri, Atatürk’ün ziyaretini Şevket Hıfzı Rado’ya şu sözlerle anlatıyor: “Atatürk trenden indi. Biraz yürüdükten sonra çevik bir hareketle kenar demirinden atlayarak doğru evimize geldi. Sevinçten ne yapacağımızı şaşırdık. Kapıyı açtı, içeri girdi. İşte şu minderde oturdu. Masanın üzerindeki kitaplardan üç tanesini aldı, karıştırdı. Biri arıcılığa, biri ağaç yetiştirmeye, diğeri tavukçuluğa aitti. Çok memnun oldu. Tam 13,5 dakika bizimle meşgul olduktan sonra çıktı. Saadetten gözlerimiz yaşla doldu. Bu anı, hayatımızın en değerli hatırası olarak saklıyoruz.”
Rado’nun yazısında ayrıca, Atatürk’ün oturduğu minderin bulunduğu duvarda onun bir fotoğrafının asılı olduğu ve Muratlı halkının bu evi “gözleri gibi koruduğu” vurgulanıyor.
Göçmenlerin vasiyeti yıllar sonra gerçek oldu
Gazete yazısında, göçmen ailenin en büyük arzusunun bu evi bir ziyaretgâh hâline getirmek olduğu belirtiliyor. Aile, evin bir odasının müze, diğerinin ise okuma odası yapılmasını isteyerek şu temenniyi dile getiriyor: “Madem ki Atatürk burada kitap okumuştur, bizim çocuklarımız da bu odada okuyarak büyüsün.”
Aradan geçen yaklaşık 80 yılın ardından bu dilek gerçeğe dönüştü. Kerpiçten yapılmış, üç oda ve bir mutfaktan oluşan konut, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kamulaştırılarak aslına uygun biçimde restore edildi. Yapı bugün Muratlı Atatürk Evi adıyla müze niteliğinde hizmet veriyor.
Muratlı’nın kültürel belleğinde yaşayan bir miras
Muratlı Atatürk Evi’nde; Atatürk’ün Muratlı’ya gelişine ait fotoğraflar, göçmen ailelerin kullandığı etnografik eserler ve dönemin günlük yaşam objeleri sergileniyor. Ayrıca Muratlı’nın kurtuluş günlerine ilişkin belgesel gösterimleri de ziyaretçilerle buluşturuluyor.
Atatürk’ün sade bir göçmen evine bıraktığı iz, Muratlı’nın kültürel belleğinde yaşamaya devam ediyor. 1937 tarihli bu anlatım, bugün Muratlı için gurur verici bir miras olma özelliğini koruyor. Kısa süreli ziyaretle anlam kazanan bu mütevazı ev, hem göçmenlerin Türkiye’ye uyum sürecinin bir hatırlatıcısı hem de Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki toplumsal dayanışmanın güçlü bir simgesi olarak varlığını sürdürüyor.
Elektrik yok, su azmış
Öte yandan, gazetenin aynı sayfasında Muratlı’daki su yetersizliği ve elektrik eksikliğine dair bilgiler de yer alıyor. O dönemde ilçeye kuyu açma makineleri getirildiği, su arandığı; 50’si betonlu, diğerleri taşla çevrili toplam 150 kuyunun bulunduğu kaydediliyor.
Muratlı’da yalnızca küçük bir alana elektrik verilebildiği, ilçenin büyük bölümünde elektrik olmadığı ve bu sorunun çözümü için mazotla çalışan bir değirmenden yararlanılarak tesisat hazırlıkları yapıldığı da aktarılıyor.
Dönemin göçmenleriyle röportajlar
Gazetenin aynı sayısında, Romanya’nın Koçmar Köyü’nden göç eden Raşid Koçan ile Bulgaristan’ın Ziştova Köyü’nden gelen Halil Aykaç’la yapılan röportajlara da yer veriliyor.
“Halinden memnun musun?” sorusuna Koçmarlı Raşid Koçan, “Ne demek, bin kere şükrediyoruz… Bir evim, yirmi dekar toprağım var. Allah devlete zeval vermesin” yanıtını veriyor. Ziştovalı Halil Aykaç ise, Bulgaristan’da uğradıkları zulmü anlatarak; Türkiye’de huzur bulduklarını ifade ediyor.
Akşam Gazetesi arşivlerinden çıkan bu belge, Muratlı’nın yakın tarihine ışık tutarken; Atatürk’ün halkla kurduğu samimi bağın somut bir örneğini de günümüze taşıyor.



Muratlı Hizmet - Yazıda, kamuoyunda uzun yıllardır dile getirilen “Atatürk evde bir gece kaldı” ya da “yaklaşık bir saat oturdu” yönündeki rivayetlerin aksine, Atatürk’ün bu mütevazı evde yaklaşık 13,5 dakika kaldığı belirtiliyor. Bu kısa süre içinde ev halkıyla sohbet eden Atatürk’ün, evde bulunan kitapları ilgiyle incelediği aktarılıyor.
Göçmen evi bir değer simgesine dönüştü
Haberde; Atatürk’ün 3 Haziran 1936’da Muratlı’ya gerçekleştirdiği ziyaret sırasında uğradığı evin Romanya’dan gelen bir göçmen aileye ait olduğu vurgulanıyor. Bu 13,5 dakikalık ziyaretin ardından söz konusu yapının, Muratlı ve çevresi için yüksek manevi değere sahip bir mekâna dönüştüğü ifade ediliyor.
Anıyı yaşatmak amacıyla evin önüne küçük bir hatıra abidesi dikildiği, üzerinde göçmenlerin duygularını yansıtan dört dizelik bir kitabenin yer aldığı belirtiliyor. Kitabede şu dizeler bulunuyor:
Ey bahtlı göçmen unutma 3 Haziran,
Yurdun en büyük insanı,
Konuk oldu evinize,
Sevgi sundu hepinize…
“Sevinçten ne yapacağımızı şaşırdık”
Ev sahipleri, Atatürk’ün ziyaretini Şevket Hıfzı Rado’ya şu sözlerle anlatıyor: “Atatürk trenden indi. Biraz yürüdükten sonra çevik bir hareketle kenar demirinden atlayarak doğru evimize geldi. Sevinçten ne yapacağımızı şaşırdık. Kapıyı açtı, içeri girdi. İşte şu minderde oturdu. Masanın üzerindeki kitaplardan üç tanesini aldı, karıştırdı. Biri arıcılığa, biri ağaç yetiştirmeye, diğeri tavukçuluğa aitti. Çok memnun oldu. Tam 13,5 dakika bizimle meşgul olduktan sonra çıktı. Saadetten gözlerimiz yaşla doldu. Bu anı, hayatımızın en değerli hatırası olarak saklıyoruz.”
Rado’nun yazısında ayrıca, Atatürk’ün oturduğu minderin bulunduğu duvarda onun bir fotoğrafının asılı olduğu ve Muratlı halkının bu evi “gözleri gibi koruduğu” vurgulanıyor.
Göçmenlerin vasiyeti yıllar sonra gerçek oldu
Gazete yazısında, göçmen ailenin en büyük arzusunun bu evi bir ziyaretgâh hâline getirmek olduğu belirtiliyor. Aile, evin bir odasının müze, diğerinin ise okuma odası yapılmasını isteyerek şu temenniyi dile getiriyor: “Madem ki Atatürk burada kitap okumuştur, bizim çocuklarımız da bu odada okuyarak büyüsün.”
Aradan geçen yaklaşık 80 yılın ardından bu dilek gerçeğe dönüştü. Kerpiçten yapılmış, üç oda ve bir mutfaktan oluşan konut, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kamulaştırılarak aslına uygun biçimde restore edildi. Yapı bugün Muratlı Atatürk Evi adıyla müze niteliğinde hizmet veriyor.
Muratlı’nın kültürel belleğinde yaşayan bir miras
Muratlı Atatürk Evi’nde; Atatürk’ün Muratlı’ya gelişine ait fotoğraflar, göçmen ailelerin kullandığı etnografik eserler ve dönemin günlük yaşam objeleri sergileniyor. Ayrıca Muratlı’nın kurtuluş günlerine ilişkin belgesel gösterimleri de ziyaretçilerle buluşturuluyor.
Atatürk’ün sade bir göçmen evine bıraktığı iz, Muratlı’nın kültürel belleğinde yaşamaya devam ediyor. 1937 tarihli bu anlatım, bugün Muratlı için gurur verici bir miras olma özelliğini koruyor. Kısa süreli ziyaretle anlam kazanan bu mütevazı ev, hem göçmenlerin Türkiye’ye uyum sürecinin bir hatırlatıcısı hem de Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki toplumsal dayanışmanın güçlü bir simgesi olarak varlığını sürdürüyor.
Elektrik yok, su azmış
Öte yandan, gazetenin aynı sayfasında Muratlı’daki su yetersizliği ve elektrik eksikliğine dair bilgiler de yer alıyor. O dönemde ilçeye kuyu açma makineleri getirildiği, su arandığı; 50’si betonlu, diğerleri taşla çevrili toplam 150 kuyunun bulunduğu kaydediliyor.
Muratlı’da yalnızca küçük bir alana elektrik verilebildiği, ilçenin büyük bölümünde elektrik olmadığı ve bu sorunun çözümü için mazotla çalışan bir değirmenden yararlanılarak tesisat hazırlıkları yapıldığı da aktarılıyor.
Dönemin göçmenleriyle röportajlar
Gazetenin aynı sayısında, Romanya’nın Koçmar Köyü’nden göç eden Raşid Koçan ile Bulgaristan’ın Ziştova Köyü’nden gelen Halil Aykaç’la yapılan röportajlara da yer veriliyor.
“Halinden memnun musun?” sorusuna Koçmarlı Raşid Koçan, “Ne demek, bin kere şükrediyoruz… Bir evim, yirmi dekar toprağım var. Allah devlete zeval vermesin” yanıtını veriyor. Ziştovalı Halil Aykaç ise, Bulgaristan’da uğradıkları zulmü anlatarak; Türkiye’de huzur bulduklarını ifade ediyor.
Akşam Gazetesi arşivlerinden çıkan bu belge, Muratlı’nın yakın tarihine ışık tutarken; Atatürk’ün halkla kurduğu samimi bağın somut bir örneğini de günümüze taşıyor.


Yayınlanma Tarihi : 20/12/2025 14:34
Okunma Sayısı : 736
Okunma Sayısı : 736


MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?
Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
Günlük Kurlar











