Nuri Demirağ, 1886 yılında Sivas’ın Divriği ilçesinde dünyaya geldi. Nuri Demirağ, Türkiye’nin sayılır zenginlerindendi. Çok girişimci ve cesur bir iş adamı idi.
İlk uçak fabrikasını yaptı. İlk tek motorlu uçak ve iki motorlu altı kişilik yolcu uçağı yaptı. Ve ilk yerli paraşüt üretimi ve ilk pilot okulu açtı.
1931’de Boğaz İçi Köprüsü’nün projesini yapmıştı. Yapılan demiryollarının büyük kısmını o yaptığı için soy ismi Demirağ idi. 1936’da ilk uçak fabrikasını kurup NU. D. 36. isimli 24 adet uçak imal etti. 1938’de ise çift motorlu NU. D. 38 adlı altı kişilik yolcu uçağı yaptı.
Bu uçak 1944’te dünya havacılığı yolcu uçakları arasına alınmıştı. Durum böyle olunca dünya uçak sanayicileri birden Türkiye’de Nuri Demirağ’ın uçak fabrikasını dikkate aldılar.
Bu uçak, İstanbul’dan Ankara’ya 1944’te uçmaya başlamıştı. Yeşilköy’de şu anda Atatürk Hava Alanı olarak kullanılan Elmas Paşa çiftliğini satın alarak; bir Uçak Sahası ve bir Gök Okulu Uçak Tamir Atölyesi ile hangarlar yaptırdı. Buradaki pilot okulunda 1943 yılına kadar 290 pilot yetiştirdi. Türk Hava Kurumu’nda İspanya, İran ve Irak’tan uçak siparişleri aldı. Hava Kurumu uçak testlerinin Eskişehir’de çok bozuk bir pistte yapılmasını istedi.
Nuri Demirağ oranın çok bozuk olduğunu ısrarla söyledi ancak dikkate almadılar. Ve Nuri Demirağ, bu durum benim bütün faaliyetlerimin sonu olur dediyse de dinleyen olmadı.
Ve bir uçak, Eskişehir’deki bozuk piste iniş yaparken pistteki hendeğe düştü ve bir pilot hayatını kaybetti. Ve Türk Hava Kurumu vakit kaybetmeden bütün siparişleri iptal ettirdi. Böylece kötü bir el, kötü bir düşünce sahibi bütün faaliyetleri durdurdu.
Nuri Demirağ’ın çalışmaları durdurulmasaydı, Türkiye uçak konusunda çağ atlayacaktı. Ve dönemin iktidarı, yurtdışına uçak satılmasını mecliste çıkarılan bir yasa ile engelledi. Mevcutta yapılmış olan uçakların satışını da engellediler.
Eli kolu bağlanan Nuri Demirağ’ın fabrikasını da kapattılar. Ve fabrikanın arsası kamulaştırıldı. Yapılan uçaklar ve fabrikadaki makinaları hurdaya verdiler. Kim verdi; dönemin iktidarı...
Nuri Demirağ’ın eşine son sözü; yanlış zamanda yanlış insanlarla yaşadım. Nuri Demirağ’ın hayallerini de kendisiyle beraber öldürdüler.
Bunları yapanlar dost mu düşman mı, bazıları bunu iyi düşünsünler. Ben bunları yazarken ağlayarak yazdım…
İlk uçak fabrikasını yaptı. İlk tek motorlu uçak ve iki motorlu altı kişilik yolcu uçağı yaptı. Ve ilk yerli paraşüt üretimi ve ilk pilot okulu açtı.
Bu uçak 1944’te dünya havacılığı yolcu uçakları arasına alınmıştı. Durum böyle olunca dünya uçak sanayicileri birden Türkiye’de Nuri Demirağ’ın uçak fabrikasını dikkate aldılar.
Bu uçak, İstanbul’dan Ankara’ya 1944’te uçmaya başlamıştı. Yeşilköy’de şu anda Atatürk Hava Alanı olarak kullanılan Elmas Paşa çiftliğini satın alarak; bir Uçak Sahası ve bir Gök Okulu Uçak Tamir Atölyesi ile hangarlar yaptırdı. Buradaki pilot okulunda 1943 yılına kadar 290 pilot yetiştirdi. Türk Hava Kurumu’nda İspanya, İran ve Irak’tan uçak siparişleri aldı. Hava Kurumu uçak testlerinin Eskişehir’de çok bozuk bir pistte yapılmasını istedi.
Nuri Demirağ oranın çok bozuk olduğunu ısrarla söyledi ancak dikkate almadılar. Ve Nuri Demirağ, bu durum benim bütün faaliyetlerimin sonu olur dediyse de dinleyen olmadı.
Ve bir uçak, Eskişehir’deki bozuk piste iniş yaparken pistteki hendeğe düştü ve bir pilot hayatını kaybetti. Ve Türk Hava Kurumu vakit kaybetmeden bütün siparişleri iptal ettirdi. Böylece kötü bir el, kötü bir düşünce sahibi bütün faaliyetleri durdurdu.
Nuri Demirağ’ın çalışmaları durdurulmasaydı, Türkiye uçak konusunda çağ atlayacaktı. Ve dönemin iktidarı, yurtdışına uçak satılmasını mecliste çıkarılan bir yasa ile engelledi. Mevcutta yapılmış olan uçakların satışını da engellediler.
Eli kolu bağlanan Nuri Demirağ’ın fabrikasını da kapattılar. Ve fabrikanın arsası kamulaştırıldı. Yapılan uçaklar ve fabrikadaki makinaları hurdaya verdiler. Kim verdi; dönemin iktidarı...
Nuri Demirağ’ın eşine son sözü; yanlış zamanda yanlış insanlarla yaşadım. Nuri Demirağ’ın hayallerini de kendisiyle beraber öldürdüler.
Bunları yapanlar dost mu düşman mı, bazıları bunu iyi düşünsünler. Ben bunları yazarken ağlayarak yazdım…
MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?
Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
Günlük Kurlar
