Muratlı halkına kulak verin, yıllardır aynı yerlerden geliyor sesler… Onları dinleyin, hep siz anlatmayın! Sözle yapılan siyaseti bırakın, kendi egolarınızı, makamdaki sıfatları artık koyun bir kenara! Bu insanlar artık yorgun… İnsanlarımız prestij değeri artmış, vizyona kavuşmuş bir şehir istiyor Muratlı’da...
tasarım59 reklam paketi
                Bu hafta İlçe Kaymakamımızı ziyaret ettik; Belediye Başkanımızı, İlçe Emniyet Müdürümüzü ve İlçe Jandarma Komutanımızı… Basın mensupları olarak şehrimizin bize yansıyan durumlarını ilettik. Onlar da ellerinden geldiğince hatta daha fazlası ile mücadele veriyorlar…
                Geçenlerde CHP Muratlı İlçe Başkanlığı’nı ziyaret ettik. Ziyaret esnasında Muratlı Kent Konseyi Başkanı, CHP Kadın Kolları Başkanı ve bazı parti yöneticileri ile gündem üzerine konuştuk. Sıkça halkın içindeyiz, her gün bir esnaf ziyareti yapıyoruz, not alıyoruz, çözüm için istişare ediyoruz dediler ve bana samimi geldi.
                Yine MHP Muratlı İlçe Başkanlığı kadrosunu takdir ediyorum. Onları, vizyoner başkanları, uyumlu yönetimi hatırlayın. MHP Teşkilatı geçenlerde Valimiz Sayın SOYTÜRK’ü makamında ziyaret etti. İlçenin sorunlarını MHP Tekirdağ İl Başkanı ile birlikte dile getirdiler. Bakın bu da bir emektir. Yine MHP Muratlı Kaçep Başkanı göreve yeni geldi ve ev ziyaretleri ile her daim halkın içinde olduğunu görüyoruz, tebrikler Başkan…
                Peki, Muratlı bu kadar kişiden mi ibaret? Demek ki konuşmak değil, üretmek çok daha fazla önem arz ediyor.
                “Mecliste ârif ol, kelamı dinle.
                El iki söylerse sen birin söyle.”
                Konuşmak da hüner, dinlemek de; hatta meclis âdâbına uymak da... Onun için demişler:
                “Sağırlar çarşısında gazel atma
                Körler çarşısında ayna satma" diye...
                Her şey yerinde ve zamanında ve de miktarınca…
                Çok konuşmak, konuşmak için konuşmaktır. Çok konuşmak gevezeliktir,
                Gereksiz şeyler söylemektir. Çok konuşmak düşünmeden konuşmaktır.
                Çok konuşmak baş ağrıtmaktır, bencilliktir, saygısızlıktır!
                Meclislerde oturmanın da kalkmanın da konuşmanın da bir usulü, bir edebi vardır.
                Herkes lüzumsuz konuşanı, çok konuşanı dinlemek zorunda değildir.
                Bundandır ki meclislerde çok konuşanlar sevilmez…
                Doğru olan; nerede, ne zaman ve ne kadar konuşacağını bilmektir.
                Biz de konuşanı değil, yapanı alkışlıyoruz…
                Son olarak;
                Büyüklerimizde terbiye ilkesi olarak “Az ye, az uyu, az konuş.” demişler…
                Başka bir konuda, bir başka yazımda görüşmek dileğiyle;
                Allah’a emanet olun…


MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?


Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
reklam 1
Günlük Kurlar