Tuna ŞERBETÇİ
KAYYUM DEĞİL, DEVLET GELDİ DİYECEKSİNİZ; DEVLET!

                Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne parmak sallama, aba altından sopa gösterme devri bitti, diyerek başlayalım…
                Şimdi size iki açıdan gündemi yansıtıp, takdiri yine size bırakacağım. Konumuz: “KAYYUM”
                Kasım ayı Muratlı Belediye Meclis Toplantısı’nda konuyu gündem yapan CHP’li Meclis Üyeleri’ne, MHP’nin genç ve başarılı İlçe Başkanı Sayın Ömer Uğur Alparslan bir basın açıklaması ile karşılık vermiş ve aynen şu ses tonu ile seslenmişti, hatırlayalım: “HADDİNİZİ BİLİN HADDİNİZİ!”
tasarım59 reklam paketi
                Sizin göreviniz ülke gündemini gereksiz yere meşgul eden bir PKK/KCK destekçisi Belediye Başkanı’nın avukatlığına soyunmak mı, yoksa vatandaşa/Muratlı’ya hizmet etmek mi? diye sert bir çıkış yapmış, meclis gündeminde bu olayın konuşulmasını sert bir şekilde kınamış ve tavrını net olarak koyarak; devleti tanıyın, PKK seviciliği yapıp Muratlı Belediye Meclisi’nde gündemi boş konularla meşgul etmeyi bırakın! Çeyrek asırdır hizmet alamayan bu halka hizmet edin, maskeniz düştü. Millet gerçek yüzünüzü gördü demişti…
                Tabir-i caiz ise esti, gürledi. Milliyetçi Hareket Partisi’nin bu ülkenin sigortası olduğunu bir kez daha hatırlattı. (Tırnak içerisinde sormadan geçemeyeceğim, mecliste bunlar olurken konuyla alakalı AK Parti’nin Muratlı İlçe Başkanı bir açıklama yaptı mı? Ben duymadım da… Sessizliğini korudu, belki de haberi yok. Başkan bir açıklama yaptıysa, bunu duyan varsa bana da söylesin.)
                Şimdi ikinci bakış açısı, aynı belediye başkanı için ‘Demokrasi Nöbeti’ adı altında CHP Tekirdağ İl Başkanı Özgür Taşmerdivenli, İl Başkan Yardımcıları, 11 İlçe Belediye Başkanı ve Meclis Üyeleri ile Kadın Kolları, Gençlik Kolları Başkanları vs ile birlikte Esenyurt’a giderek; Ahmet Özer’in tutuklanmasına tepki gösterdi. Esenyurt Belediyesi önünde toplandılar. Bu da ikinci açı, şimdi takdir sizin… İki farkı pencere diyerek devam edelim…
                Efsane olan TBMM konuşmasını hatırlayarak devam edelim köşe yazımıza: “Biz dini yaşarız, tüccarlığını siz yaparsınız!” diyen bir Devlet Başkanımız var elhamdülillah. Hafızada kalan o güzel atılımları da es geçmeyelim, hatırlayalım…
                Ayasofya’ya bilet alıp gidenlerden olmadık ama abdest alıp gitmek bize nasip oldu çok şükür.
                Devlet her daim milletinin yanında oldu, olmaya devam ediyor. Cennet mekan Başbuğ Alparslan Türkeş ne demişti; mevzu vatansa hepimiz ölelim, mevzu makamsa hepiniz ölün!
                Şimdi ülkede gündem kayyumlar değil, Devlet! Her yerde gözü kulağıyla, canı kanıyla; Valisi ile Polisi ile Savcısı ile Hakimi ile… Peki ne bu tan tana? Kayyum gelmiş vay efendim nasıl gelirmiş! Millet iradesiymiş. DEVLETİN ve MİLLETİN bekası söz konusu olduğu an itibariyle Devlet gelir, kayyum değil! DEVLET GELDİ DİYECEKSİNİZ, DEVLET!
                Devlet kurumlarından kafasına göre randevu almaya çalışanlar reddedildi. Erken seçim hayali suya düştü. Güzel gelişmeler oluyor aslında, tabi siz göremiyorsanız pencerenizi değiştirin…
                YA DEVLET BAŞA, YA KUZGUN LEŞE!
                TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ, ‘Devlet Terbiyesi’ verdi. Vermeye de devam ediyor yani şu ki; bir diğer adıyla ‘SİZE DEVLETİ TANITACAĞIZ!’
                Son zamanlarda kayyum atamaları ile ilgili yorumlar okudum, okuyorum. Ben öyle karşılıklı yazışmalardan hoşlanmam. Kısa bir cevap, bir ömür yeter diye düşündüm… “Kişi Kendinden Bilirmiş İşi” diyerek devam edelim.
                Ülkemiz zor günlerden geçiyor. En önemli sorunlarımızın başında terör ve terörle mücadele geliyor. Etrafımız ateş çemberi... Hem içeride hem de dışarıda…
                “Ne olacak bu milletin hali? Devlet bizim emniyetimizi sağlayamıyor.” vs gibi düşünceler yayılıyor. Amaç da bu; vatandaşların kuşkuya kapılması ve kafaların karıştırılması...
                “Açık yaraya kurtlar üşüşür.” Devlet, gerekli önlemleri almalı, terörle mücadelede taviz verilmemelidir. Çünkü gözü dönmüş bunların… Hak ettikleri cevap da Hukuk çerçevesinde verilmeli...
                Bunun için; “Devlet-i ebed müddet” yani “Ebediyen yaşayacak devlet” anlayışının ve devlet kuran ahlakın yeniden inşa edilmesi gerekiyor.
                Allah devlete ve millete zeval vermesin. Birliğimiz bozulmasın. Birlik olmazsak birbirimize düşer, parçalanırız. Birlik inancı etrafında birleşmeliyiz.
                Gerçek şu ki, zor günlerden geçiyoruz.
                Bununla birlikte, Türk Milleti devlet kültürüne sahip olduğu için, “Böl ve parçala” gibi klasik bir yöntemi uygulayanların oyununa gelmeyecektir. İnancımız odur.
                Ülkede asayişi sağlamak, milletin mutluluk ve huzurunu gözetmek, adaletle hüküm vermek devletin esas görevleridir.
                Devlet, belli bir kişi ya da zümrenin çıkarlarına hizmet eden bir mekanizmaya dönüşmemeli, kendisini milletin hizmetine adamış olmalıdır.
                Bu çağda kimse ceberut devlet istemez. Ancak terörle mücadeleyi kimse ceberut devlet anlayışı olarak değerlendiremez. Terörle mücadele, devletin meşru bir hakkıdır.
                “Ya Millete Hizmet Eden Devlet Başa, Ya Kuzgun Leşe” demek daha doğru galiba...
                “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.”
                Başka bir konuda, bir başka yazı dizisinde buluşmak üzere;
                Şimdilik hoşça kalın...


Yayınlanma Tarihi : 1/4/2024 19:03
Okunma Sayısı : 436
Muratlı Nöbetçi Eczane

MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?


Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
reklam 1
Günlük Kurlar