Muratlı’da Ekim ayı trafiği oldukça yoğundu ve son güne kadar, Kasım’a merhaba diyene kadar da devam edecek.
                AK Parti kongreleri; yeni başkan, yeni yönetim… MHP’nin genç ve başarılı başkanı ve yönetiminin yeni yoğun çalışmaları… Başkan Türel’in fedakar mesaisi… Muratlı Kent Konseyi’nin etkinlikleri vs derken, siyasi bir vites yükseltme ayı olarak geçti diyebiliriz.
                29 Ekim ile son rötuşlarda tamamlanmış olacak. Peki bu süreçte ‘BASIN’ nasıl bir tavır sergiliyor, basının üstlendiği rol ne? Bilinsin ki bu süreçte en büyük görev basına düşüyor. Biz vicdanı rahat gazeteciler/televizyoncular olarak şeffaf, objektif olarak sizin oyunuza ve göreve talip olanların arasındaki köprü oluyoruz. Şöyle devam edeyim; Basının Gücü Yasama, Yürütme, Yargı gibi devletin üç temel gücüne ‘Dördüncü’ adı ile eklenecek kadar güçlü olduğunu bu satırlarda anlatmak istedim…
                Kullanması bilindiğinde, basının gücünün nelere muktedir olduğunu göreceksiniz...
                SİYASİ PARTİLER, BELEDİYELER, ODALAR, DEVLET KURUMLARI HALKINA HİZMET ETMEK İÇİN VAR...
tasarım59 reklam paketi
                
Hem fikiriz dediğinizi duyar gibiyim.
                Eleştiri var, önyargı var, basın sordukça yerel yönetimler hırs ve sinir küpü oluyor, peki sebep? Ya kamuoyu oluşturmak adına aslı astarı olmayan kirli bilgiyi sosyal medya hesaplarından platform haline getirenler?
                Yerel basın doğal olarak yakın çevre ve bölge haberlerini işler ve yayınlar. Toplumsal hayatı etkileyen olaylar, yerel yönetim hizmetleri, yeni açılan işyerleri, yerel adli olaylar, yerel spor kulüpleri, eğlence merkezleri, sivil toplum etkinlikleri, başarılı öğrenciler, girişimciler, yerel siyasi adaylar ve aktörler vb. konular yerel basında manşet veya gündem olur. Kısacası gündelik hayatımızı etkileyen, etkileyecek olan gelişmelerden okurlarını haberdar eder.
                Aynı zamanda işlenen konulardan bazıları ulusal basında da yer bularak; ülke kamuoyunun bilgisine sunulur. Hatta ulusal basın, büyük oranda yerel basından beslenir...
                Yerel basında yazı yazanlar da yine yukarıda açıklanan konularda görüşlerini, eleştirilerini dile getirirler. Gündelik hayatın koşuşturmasında dikkatlerden kaçan olaylara, kamuoyunu ilgilendirecek tespitlerde bulunarak; gündeme taşıyıp kamuoyunun oluşmasına katkı sağlarlar. Ancak hemen belirtmeliyim ki; makam, mevki, statü ne olursa olsun, toplum olarak eleştiriden pek hoşlanmayız... Önyargılarımız, peşin hükümlerimiz hemen devreye girer ve tepki geliştiririz...
                Ulusal, yerel siyasal iktidarları, kamu yararı gözeterek, kamu hizmetlerinin sağlıklı bir şekilde duyurulması, denetlenmesi hizmetini yürüten Anadolu, Taşra Basını olarak da anılan yerel basına katkı sağlanması gerekmektedir. Yöneten-yönetilen çelişkisine işaret ederek, vatandaş haklarının korunması, hizmete erişebilmesi, hizmetlerin duyurulmasına aracılık etmesi beklenmektedir. Kamuoyu iradesinin doğru ve amaca uygun oluşmasına, demokrasi ve hoşgörü kültürünün yaygınlaşmasına katkı sağlanması yine yerel basına verilen misyonlardandır.
                Yerel basın emekçilerinin toplumla doğrudan ilişki kurarak, içinde bulundukları kamuoyunu bilgilendirmesi, harekete geçirmesi beklenirken; duygusal, tepkisel, ideolojik, kişisel saiklerle haber üretmemeleri umulur. Bu zor şartlar altında sosyal medya, medya tröstleri gibi pek çok sorunla baş etmek zorunda kalarak; misyonunun gereğini yerine getirmeye çalışan ilimizin yerel medya sahiplerini ve çalışanlarını gururla selamlıyorum.
                Örneğin “El öpmeyle ağız kirlenmez” diyen, bir babanın evladıyla, çocuğuna sürekli olarak “Hayatta hep dik dur, kimsenin karşısında menfaat için eğilme” diye telkinde bulunan bir babanın yetiştirdiği çocuğun yaşamlarını birleştirdiğini düşünelim. Bunlar birbirlerini başta hoş görseler bile ileriki dönemlerde mutlaka karşılıklı olarak olumsuz eleştirilere başlayacaklardır. Sonuçta herkes bildiği yoldan yürüyecek ve o birliktelik sen sağ, ben selamet olacaktır.
                Bu olay hayatın her aşamasında yaşanan birliktelikler, arkadaşlık, dostluk, komşuluk ve ortaklıklar için de geçerlidir. Geçimsizlik iyi değildir ancak nedenini iyi irdelemek ve sorgulamak gerekir.
                Padişah, baş vezire sormuş:
– Eğitim mi önemlidir, yoksa karakter mi?
                Vezir hemen cevap vermiş:
– Karakter önemlidir sultanım!
                Padişah, memleketin her yanına tellallar göndermiş:
– Duyduk duymadık demeyin… En iyi hayvan eğiticisine 100 kese altın ödül verilecek!
                Yapılan elemelerden sonra bir kişi, ‘Ülkenin en iyi hayvan eğiticisi’ olarak Padişah’ın huzuruna çıkmış. Padişah sormuş:
– Bir kediye tepsiyle servis yapmayı ne kadar zamanda öğretirsin?
                Hemen cevap gelmiş:
– Altı ayda öğretirim Padişahım!
                Aradan altı ay geçmiş. Eğitici huzura alınmış, Padişah sormuş:
– Öğrettin mi?
                Eğitici:
– Öğrettim padişahım!
                Saray erkanı toplanmış. Hünerli kedi elinde tepsiyle servis yapmaya başlamış. Tam baş vezirin önüne geldiği zaman padişah sormuş:
– Ey vezir! Söyle bakalım, eğitim mi önemlidir, karakter mi?
                Vezir, Padişah’ın sorusuna cevap vermeden önce, kaftanının altında hazır tuttuğu bir fareyi yere bırakmış. Kedi, fareyi görünce tepsiyi attığı gibi farenin peşinden koşmaya başlamış. Altı aylık eğitim de boşa gitmiş. Vezir, Padişah’ın sorusuna cevap vermiş:
– Karakter önemlidir Padişah’ım.
                Önünde bir fare gördüğünde her şeyi unutan bu kedi gibi, eline bir fırsat geçtiğinde çıkarının peşinde koşan, eğitimli fakat karakteri bozuk insanlardan da Rabbim ümmeti korusun!
                Başka bir konuda, başka bir yazı dizisinde görüşmek üzere;
                Allah'a emanet olun…


Muratlı Nöbetçi Eczane

MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?


Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
reklam 1
Günlük Kurlar