Anasıyla yaşayan bir genç, köylerde ırgatlık veya çobanlık işi aramaya çıkan genç yol yorgunluğundan dolayı bir duvarın dibine oturur. Duvarın dibinde akan küçük bir arkta elini yüzünü yıkar. Su akıntısında bir elma görür ve alıp o elmayı yer.
                Başını kaldırıp yukarıya bakar. Bahçeden dışarıya sarkan ağacın dalındaki elmaları görünce, yediği elmanın bu ağaçtan düşmüş olabileceği düşüncesiyle helallik almak için bahçenin avlu kapısına gider ve kapıyı çalar. Kapıyı açan kişiye, buranın sahibi sen misin der. Hayır, ben burada çalışıyorum cevabı alır. Genç, ben bu evin sahibi ile görüşmek istiyorum der ve ev sahibine haber verirler. Ve genç ev sahibinin yanına gider, der ki; ağam ben sizin duvarınızın dibinde dinlenmek için otururken suda akmakta olan elmayı yedim. Hakkını helal eder misin der. Ağa; hayır helal etmiyorum der. Genç ısrarla helallik ister.
tasarım59 reklam paketi
                Ağa çok mu çok zenginmiş. Bir tek kızı varmış. Köylerinde ve civar köylerde kızıyla evlenmek isteyenlere kızını vermezmiş. Bir elma için yalvararak helallik isteyen gencin dürüst olduğuna inanarak, kendi kendine benim kızıma layıktır diye düşünür. Genç ise ağaya durmadan yalvararak, helallik ister. Ağa gence, üç yıl bana ücretsiz çalışırsan helal ederim der. Genç de der ki; ağam bir elma için üç yıl kölelik yapılır mı? Ağa ise, sen bilirsin der. Bunun üzerine genç der ki; ağam bir tek yaşlı bir anam var, gidip anama sormam lazım der ve oradan ayrılır. Evine varıp, olup bitenleri anasına anlatır.
                Anası der ki; oğlum kimse bu kadar zalim olmaz. Her şeyde bir hayır vardır diyerek, git ağanın dediklerini kabul et; zaten geçinemiyoruz der ve oğlunu ağaya gönderir. Genç, ağaya şartlarını kabul ediyorum der.
                Ve ağa kâhyaya; bu gence bir oda gösterin, anasını da getirip orada otursunlar der. Genç gider anasını getirir ve ağanın gösterdiği odaya yerleşirler. Gencin yaşlı anası oğluna der ki; bak oğlum, sen çalışmaya devam et. Bu işte bir hayır olduğuna inanıyorum.
                Evet, günler geçiyor, aylar geçiyor ve üç yıl da geride kalıyor. Genç, ağanın yanına gider der ki; ağam, üç yıl sana çalıştım, hakkını helal et artık, anamı da alıp köyüme gideyim der. Ve ağa tekrar hakkımı helal etmiyorum, benim dilsiz, kör ve sağır bir kızım var. Onunla evlenirsen hakkımı sana helal ederim der. Genç elleriyle kafasına vura vura anasının yanına gidip, durumu anlatır. Anası der ki; oğlum bu işte bir hayır var, git kabul et. Genç, gidip ağaya kabul ettiğini söyler.
                Ağa muhteşem bir düğün ile kızını yanında çalışan fakir birine verir. Genç; kızın kör, dilsiz ve sağır olmadığını görür. Ertesi gün ağa, kızıyla damadını yanına çağırır. Genç, ağanın elini öper ve der ki; neden kızının kör, dilsiz ve sağır olduğunu söyledin. Ağa der ki; oğlum benim kızım dilsizdir, dedikodu etmemiştir, sağırdır; kötü kelam duymamıştır. Kördür; kötü şeylere bakmamıştır. Senin dürüst biri olduğunu anladığım için kızımı sana verdim. Başka çocuğum olmadığı için de bütün malvarlığım sizindir der.
                EE BOŞUNA DÜRÜSTLÜK HAZİNEDİR DEMEMİŞLER…


MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?


Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
reklam 1
Günlük Kurlar