Remzi YAY
AMERİKA'YI DELİLER YÖNETİYOR SANIRIM!

                Amerika’nın başından biri gitti, şimdi daha beteri geldi. Trump, Amerika Başkanı oldu. Gelir gelmez ne kadar hukuka aykırı karar varsa, onları aldı. Delinin zoruna bak derler adama..!
                Bir yılı geçkin süredir topraklarını korumak için binlercesi canını vermiş Filistinlileri başka ülkelere sürecekmiş. Filistinlileri ‘Kızılderililer’le karıştırıyor!
                Amerika, sömürge imparatorluğudur, başka ülkelerin yeraltı ve denizaltı tüm zenginliklerini sömürmek zorundadır; ayakta kalabilmek için, devletinin bekası için bunu yapmaktadır.
tasarım59 reklam paketi
                Hele ki petrole, doğalgaza dayanamaz, hemen saldırıverir. Filistin-Gazze kıyı şeridi de bu maksatla istenmektedir...
                Trump, İslam ülkelerini güçsüz ve esiri gibi görüyor. Zencileri yıllarca nasıl esir edip kullandılar… Şimdi dünyadaki birçok ülke insanlarını da böyle görmektedir.
                Hatırlayın; Suudi Arabistan Kralı’na YPG’ye 100 milyon dolar vereceksin diyerek haracını istemiş, almıştı. Hatta vermezsen o Krallık koltuğunda oturamazsın diye tehdit etmişti…
                Trump’ın Amerika Başkanı olmasını İslam ülkeleri ve bilhassa Türkiye asla istememiştir. Seçilince Türkiye’yi de üstü kapalı tehdit etmiştir: “Başkan Erdoğan dostumdur, ben ona saygı duyuyorum, dilerim o da bana saygı duyar” demiştir. Bu ne demek? Ben yarın istediğimi yaparım, bana Başkan Erdoğan saygı duyacaktır. Duymazsa, Ruhip Branson olayındaki gibi pişman ederim demek istemektedir...
                Bir köy düşünün, köyde kaba kuvvet ile ekonomik zenginliği ile tüm köy halkını sindirmiş, onları korkutmuş bir ağa var. Köy dünya, ağa Amerika’dır. Bu ağanın zalimce uygulamalarına kimse ses çıkaramıyor. Oysa köylüler birleştiğinde, ağanın o kadar da büyük olmadığını anlayacaklar… Ama çaresizlik ve korkuları, onların birleşmesine engel oluyor...
                Yine hatırlayın, Türkiye’ye boğazlardan yedi düvel gemileriyle, piyadeleriyle saldırmış, hepsi boğazın karanlık sularında boğulmuştu. Karşılarında inançlı Türk halkı vardı. Şimdi Amerika’ya kafa tutamayan ülkeler sayesinde bu kabadayı istediği kararı alıp uyguluyor. Biz İslam ülkeleri ile kedinin fareyle oynadığı gibi oynamaktadır. Bu ülkeye kafa tutmak için önce bu ülkeye gebe olmamak gerekir. İslam ülkelerinin başındakilerin Amerika’da servetlerinin olmaması lazım. Bunlar varsa, elbette ses çıkaramazsın...
                Bugün Amerika güçlüyse, bizim İslam ülkeleri de dahil birçok ülke zenginlerinin parasının orada olmasındandır… Amerika, bizim ülkemiz için tehlike arz eden PKK, PYD’ye açık açık destek vermedi mi? Bizi ve bizim gibi İslam ülkelerini zerre kadar sevmezler ki zaten... Bizim dinimiz, Kur’an-ı Kerim’de bizim için kim dost, kim düşman açıkça belirtmiştir. Bunlardan bize dost olmaz! Yine hatırlayın; kurucusu olduğumuz F-35 Projesi’nden Amerika tarafından atılmadık mı? Dost, bunları yapar mı? Ülkemizi darbe ile ele geçirmek isteyen FETÖ terör örgütüne, örgütün liderine sahip çıkmadı mı? Hatta bu örgütü tüm dünya ülkelerinde darbeler yapmak için kendi kurdurmuştur.
                Bu ülkeden dost olur mu? İsrail Başbakanı’na ceza veren mahkemeye yaptırım uygulayan, Filistinlileri katleden, soykırım yapan Netanyahu’nun koltuğunu çekerek masaya oturtan ülkeden bizlere dost olur mu? Tüm dünya ülkelerine, özellikle İslam ülkelerine yönelik dalga geçer gibi uygulamaları, onun dost değil; düşman olduğunu gösterir... Yunanistan’ın arkasında durur, adaları silahlandırır, mavi vatan konusunda Yunanistan’ın yanında olur... Bu da bir düşmanlıktır. Oysa biz onu dost görüyoruz... Irak’a girerken hava sahamızı uçaklarına açtık, yangınlarla boğuştuğunda onlara yardıma Türk AFAD’ı koştu. Biz öyle bir milletiz ki; düşmanımıza bile yardım edecek bir kalbe sahibiz. Cebimizde 5 kuruş olsa, onu da ihtiyacı olanlara veririz. Iraklı peşmergelere, Suriyelilere kapılarımızı açmadık mı? Mekke’de dilenip, Medine’de dağıtmadık mı? Öyle bir çağda yaşıyoruz ki; bütün gizli kapaklı işler, hepsi bir bir ifşa oluyor...
                Amerika, dünya devletlerinin kaderleri ile oynayarak onları sömürmektedir! Hep bana, hep bana diyen, kendi çıkarlarını her şeyden üstün tutan, düşmanlık yapan bu hain ülkeye ‘Tüm İslam ülkeleri birleşelim’ diye yazıyorum ama ben bile inanamıyorum buna...
                İslam ülkelerini öyle güzel sömürüyor ki; bu çok kolay oluyor... Amerika, güçlü ordusu ile güçsüzleri eziyor. Ne yapmak gerekir? İslam ülkeleri güçlü olmak zorundadır, ordusunun güçlü olması gerekiyor... Ancak bunu ekonomik güçleri olmasına rağmen yapmazlar. Çünkü askeriyesini güçlendirirse; bir gün askeri Kralı tahtından indirebilir diye düşünürler. Kazığı sivriltmiyor kendince... Çünkü bir gün o sivrilttiği kazık kendine girebilir diye düşünüyor.
                Demokrasi, cumhuriyet, bu ülkelere silahtan önce gelmeli. Şeriatla yönetiliyorlar ama asıl haliyle değil; şeriatın yozlaştırılmış haliyle... İran’da kadınlara başörtüsü zorunluluğu var ancak İranlı kadınlar ülkeden ayrılırken daha uçağın tuvaletinde başını açıyor ve mini eteğini giyiyorsa; bu şeriatta bir şeyler eksiktir... Peygamber Efendimiz (SAV)’in zorlamadığı şeyleri de bunlar kendilerine hak görüyor. Bu İranlı kadınların kafasına, ruhuna bu dini verememişsiniz. Bu düzen yanlıştır, eninde sonunda yıkılacaktır. Hem de düşman Amerika tarafından değil, kendi halkı tarafından yıkılacaktır. Suudi Arabistan şeriatla yönetiliyor ancak Peygamber Efendimiz’in nebiliğinden önceki cahiliye devrindeki gibi yönetiliyor... Başlarındaki en güçlü aile, şeriat adı altında koltuğunu en uzun şekilde sürdürme yöntemi sergiliyor. Dinimizle uzaktan yakından ilgileri yok...
                Gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı asit kuyusunda öldürüp yok ettiler. Cinayeti kasete atıp Selman’a seyrettirdiler. Bu nasıl bir şeriattır? Peygamber Efendimiz, kendisine pislik atanlara bile sesini çıkarmamış, sabretmiştir. Bu kral bozuntusu gazeteciyi öldürüyor çünkü adam bunların gerçek yüzlerini ifşa ediyor… Gazeteci Cemal Kaşıkçı şeriatı değil, keyfi bir yönetim uyguladıklarını yazdığı için öldürüldü. Yani koltuğunda oturmasının önünde engel olabileceği için öldürüldü... Allah ve şeriat için değil!
                Kendi ülkem için yazacak olursam; ben Başkan Erdoğan’ın ülkenin menfaatine yönelik hayırlı kanunlar çıkaracağını ümit ediyorum. Önümüzde iki senaryo var. Birincisi, kendisi Başkanlığa aday olur, sıkı para politikasıyla topladığı tüm paraları halka dağıtarak, genel af çıkararak seçime girer. İkincisi, benim de hayalimdeki tüm güzel işleri yapar… Bunlar neydi? Parlamenter Sistem’e döner, Vali-Kaymakam seçimle seçilir ve yerel yönetim devrimini yapar, PKK belasını ülkenin gündeminden çıkarır ve ardından görevden affını isteyerek siyasetten ayrılır... İşte o zaman Başkan Erdoğan’ın heykeli dikilir.
                Bu biraz da Hoca fıkrasına benzedi. Adam hocaya gider, “Hocam, evim çok dar, huzursuzum, rahat edemiyorum.” der. Hoca adama, “Oğlum, evine bir kedi al” der. Adam kediyi alır, onunla yaşar. Bir hafta sonra Hoca’ya gider, “Hocam, yine huzursuzum.” Der. Hoca adama, “Evine bir keçi, bir koyun al” der. Adam evinde bir koyun, bir keçi, bir de kediyle bir hafta yaşar. Tekrar Hoca’ya gider, “Hocam, yerim dar dedim, sen bana daha da sıkıştırmak için hayvanları evime soktun.” der. Hoca adama, “Şimdi git, evinden hepsini dışarı sal” der. Adam evine gider, hepsini dışarı salar. Sanki evi büyümüştür. Adam, “Oh be, evim ne kadar rahatmış,” diye düşünür… Şimdi Başkanımız Erdoğan da 23 sene yaptıklarının hepsini dışarı salarak, bu insanları rahatlatacak gibi… Ne dersiniz?

Yayınlanma Tarihi : 4/10/2018 20:12
Okunma Sayısı : 121

MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?


Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
reklam 1
Günlük Kurlar