Erzincan’da Amerika ve Kanada şirketlerini kendi ülkelerinde yasaklanmış siyanürle Altın çıkartıyor. Ülke yöneticilerinin istihdam amaçlı verdiği bu izinlerle hem topraklarımızın, hem insanımızın zehirlenmesi çok yanlıştır.
Fetö’nün Kaza Altın Madeni İşletmeleri ile ülkemizin Altın rezervleri dış ülkelere peşkeş çekilmişti. Fetö rant örgütü, 15 Temmuz’da insanımızın üzerine silah çekmekten, insanımızı öldürmekten çekinmemiştir. Rant için katil olan bu örgüt, insanımızın siyanürle zehirlenmesinden çekinir mi? Liyakatsiz hakim, Liyakatsiz mühendis, liyakatsiz asker... v.s. Ancak Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş dönemlerindeki, rüşvetle memurlukların satılmasıyla aynıdır. Ahlak, dini değerler asla şahıslara, idarecilere göre belirlenmez. Kral çıplak diyemeyen (Kral çıplaksa) bir hakim, olamaz. Ülkemizi yönetenlere korkularından doğruları söyleyemeyen kim varsa şeytanla eşdeğerdir.
Eski Fransa Cumhurbaşkanı, usulsüz seçim parası harcaması sebebiyle hapis cezası aldı. Hani o aşağıladığımız Avrupa ülkelerinin bu kararı bizleri kıskandırıyor. Ahlaklı, dürüst insan yetiştirmek bir ülkenin geleceği için önemlidir.
Devletin bir mumunu dahi kendi özel işinde yakmamış dedelerimizden sonra nasıl böyle sorumsuz idariciler ortaya çıktı? Paraya, altına tapan bir nesil olduk. Gelişmek elbette gerekir. Ancak kendi kültürünü, dini değerlerini asla unutmadan; mesela Japonya... Hem geliştiler, hem de kültürlerini terk etmediler… Objektif olarak bir toplumumuza bakalım; ahlaki yozlaşma, saygı, sevgi, samimiyet yok olmuş… Para, zenginlik her şeyin üstüne çıkmış. Aile bağları kopmuş… Toplum patlamaya hazır bir bomba gibi, hoşgörü kültürü ne oldu? Trafikte, mahallelerde insanlar birbirini yiyecek duruma geldi...
Elbette yeraltı zenginliklerimizi çıkaralım. Ama bunu insan sağlığına zarar vermeyen yöntemlerle yapalım. Üç kuruş için insanların sağlığı ile oynamak cinayet gibidir.
Eğitim ama ahlakla, dini değerlerimizi aynı potada karıştırarak… Bir insan kendine Mehdi diyerek etrafına yüzlerce insan toplanıyorsa, bu toplumda bir şeyler yanlıştır. Bayramiç ilçesindeki sahte Mehdi yüzlerce aileyi, insanı mağdur etmiş. Senelerdir bu düzen devam etmişse, bu toplumda yanlış bir şeyler vardır. Kanunlar insanımızın sağlığını, ahlakını, dini değerlerini koruyabilmeli. Koruyamıyorsa bu kanunlar değiştirilmelidir. Bu yazımda farklı iki konuya değinmiş gibi gözüksem de; iki kanunun da sonu ahlak ve eğitime dayanmaktadır. Eğitim, eğitim, eğitim ama ahlak ve dini değerlerimizle özdeşleşmiş...
Fetö’nün Kaza Altın Madeni İşletmeleri ile ülkemizin Altın rezervleri dış ülkelere peşkeş çekilmişti. Fetö rant örgütü, 15 Temmuz’da insanımızın üzerine silah çekmekten, insanımızı öldürmekten çekinmemiştir. Rant için katil olan bu örgüt, insanımızın siyanürle zehirlenmesinden çekinir mi? Liyakatsiz hakim, Liyakatsiz mühendis, liyakatsiz asker... v.s. Ancak Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş dönemlerindeki, rüşvetle memurlukların satılmasıyla aynıdır. Ahlak, dini değerler asla şahıslara, idarecilere göre belirlenmez. Kral çıplak diyemeyen (Kral çıplaksa) bir hakim, olamaz. Ülkemizi yönetenlere korkularından doğruları söyleyemeyen kim varsa şeytanla eşdeğerdir.
Eski Fransa Cumhurbaşkanı, usulsüz seçim parası harcaması sebebiyle hapis cezası aldı. Hani o aşağıladığımız Avrupa ülkelerinin bu kararı bizleri kıskandırıyor. Ahlaklı, dürüst insan yetiştirmek bir ülkenin geleceği için önemlidir.
Devletin bir mumunu dahi kendi özel işinde yakmamış dedelerimizden sonra nasıl böyle sorumsuz idariciler ortaya çıktı? Paraya, altına tapan bir nesil olduk. Gelişmek elbette gerekir. Ancak kendi kültürünü, dini değerlerini asla unutmadan; mesela Japonya... Hem geliştiler, hem de kültürlerini terk etmediler… Objektif olarak bir toplumumuza bakalım; ahlaki yozlaşma, saygı, sevgi, samimiyet yok olmuş… Para, zenginlik her şeyin üstüne çıkmış. Aile bağları kopmuş… Toplum patlamaya hazır bir bomba gibi, hoşgörü kültürü ne oldu? Trafikte, mahallelerde insanlar birbirini yiyecek duruma geldi...
Elbette yeraltı zenginliklerimizi çıkaralım. Ama bunu insan sağlığına zarar vermeyen yöntemlerle yapalım. Üç kuruş için insanların sağlığı ile oynamak cinayet gibidir.
Eğitim ama ahlakla, dini değerlerimizi aynı potada karıştırarak… Bir insan kendine Mehdi diyerek etrafına yüzlerce insan toplanıyorsa, bu toplumda bir şeyler yanlıştır. Bayramiç ilçesindeki sahte Mehdi yüzlerce aileyi, insanı mağdur etmiş. Senelerdir bu düzen devam etmişse, bu toplumda yanlış bir şeyler vardır. Kanunlar insanımızın sağlığını, ahlakını, dini değerlerini koruyabilmeli. Koruyamıyorsa bu kanunlar değiştirilmelidir. Bu yazımda farklı iki konuya değinmiş gibi gözüksem de; iki kanunun da sonu ahlak ve eğitime dayanmaktadır. Eğitim, eğitim, eğitim ama ahlak ve dini değerlerimizle özdeşleşmiş...
MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?
Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
Günlük Kurlar