Tarzı ayrı, tavrı ayrı, lafı ayrı, sözü ayrı...
“Merhaba sevgili günlük, ülkece Kovid ile mücadele ediyoruz. Ekonomik sıkıntı, ağır şartlar da bunun cabası, malum kış şartları, geçim sıkıntısı; tabi bir de cahil insanlar... Böyle bir gün yaz yaz bitmez.”
Şimdi sormak istiyorum, bu yukarda yazdığım, kaleme aldığım duygulardan tersini günlük olarak yazan aranızda kim var? Eminim kimse yok.
Nasıl bir döneme girdik, nasıl bir aya başladık, nasıl bir yıla gireceğiz? Endişe, korku, belirsizlik... Sırtımızda o kadar çok yük var ki; biri iniyor, diğeri biniyor… Anlayacağınız herkesin limitleri dolmuş, kimse de sabır, sükunet kalmamış. Peki ama nasıl olsun?
MUTLU ŞEHİRLER dedik, ses yok!
Esnaf kan ağlıyor dedik, ses yok!
Açılış, alkış ve kapanış dedik, yine ses yok!
Siz ne düşünmüştünüz? İki asfalt yapınca MUTLU olduğumuzu falan mı?
Empati yapın empati! Aslan yattığı yerden belli olur. Bu yetkililerin asli görevidir. DEVLET YEREL YÖNETİMLER VE BELEDİYELER niçin varlar, neden seçilirler? Vatandaşına hizmet etmek adına ben bunu yaptım, bunu yapıyorum hadi mutlu olun... Bu mudur yani? Bakın unutmadan MUTLULUK sonsuzdur, mutlu olmanın sonu yok.
Peki, ESNAF bu süreçte ne yapar?
Vatandaş ne yapar?
Gençler ne yapar?
Çocuklar ne yapar?
Yaşlılar ne yapar?
İşte asli görev budur; “Vatandaşına sahip çıkmak.” Devir şu an halkına sahip çıkma devri. Şimdi siz yine diyeceksiniz ki, Tuna ŞERBETÇİ yapılanları görmüyor. Ben de diyeceğim ki hadi buyurun “HODRİ MEYDAN!”
Siz yüz yüze anlamadığımızı anlatın, biz de dinleyelim. İsterseniz TGRT EU kanalında ekrana getirelim; isterseniz HİZMET WEB TV’de ekrana getirelim. Ben sorayım, siz de cevaplayın. TEKİRDAĞ ve on bir ilçesini tek tek geziyorum; göz var, nizam var, akıl var. Yapılanları görüyor ve halkın da görmesi için mücadele ediyorum, çünkü benim görevim bu. Peki sizin göreviniz de bu süreçte esnafa, halkına, yaşlısına, gencine sahip çıkmak değil mi?
Son olarak bir kez daha hatırlatmak istiyorum; bu süreçte esnaf ekonomik canlılık istiyor; şehir yapılanması cazibe merkezi haline gelmek istiyor. Sabah 09.00’da başlayıp, akşam 17.00’de biten bir ekonomi istemiyor. Hafta sonu zaten ses yok şehirde, çıt yok. MURATLI bunu hak etmiyor.
Neyse ki bizi anlayan umutlarımız, şiirlerimiz,
He bir de çok şükür Duâlarımız var...
“Kaç yaşındasın?” dedi.
-Yürek yaşımdayım dedim.
“Nasıl yani?” dedi.
-Dedim ki;
-Yürek yaşım hep çocuk, bazen haşarı...
-Yürek yaşım bazen çılgın genç,
-Bazen romantik ve çılgın bir aşık,
-Haksızlıklara dur diyen isyankar bir asi.
-Yürek yaşım bazen orta yaş,
-Hiç bitmeyen koruma duygusuyla dolu...
-Yürek yaşım bazen bir kelebek,
-Narin, kırılgan ve hassas…
-Yürek yaşım bazen uçsuz bucaksız bir papatya tarlası,
-Saf ve doğal...
-Yürek yaşım ne olursa olsun, içinde nefret olmayan sevgi dolu.
-Yürek yaşım gülümseyen bir çocuk...
-Yürek yaşım sadık bir dost...
-Yürek yaşım bir anne...
-Yürek yaşım hiç bitmeyen bir mavi,
-Sonsuz, sınırsız ve masum...
-Yani yürek yaşım uçsuz bucaksız,
-Mavi, masmavi sevgi…
-Yürek yaşım kaç yaşında olursa olsun,
-Benim yürek yaşım hep çocuk...
Sahi sizin yürek yaşınız kaç?
Başka bir konuda, bir başka yazımda görüşmek dileğiyle; hoşça kalın...

“Merhaba sevgili günlük, ülkece Kovid ile mücadele ediyoruz. Ekonomik sıkıntı, ağır şartlar da bunun cabası, malum kış şartları, geçim sıkıntısı; tabi bir de cahil insanlar... Böyle bir gün yaz yaz bitmez.”
Şimdi sormak istiyorum, bu yukarda yazdığım, kaleme aldığım duygulardan tersini günlük olarak yazan aranızda kim var? Eminim kimse yok.
Nasıl bir döneme girdik, nasıl bir aya başladık, nasıl bir yıla gireceğiz? Endişe, korku, belirsizlik... Sırtımızda o kadar çok yük var ki; biri iniyor, diğeri biniyor… Anlayacağınız herkesin limitleri dolmuş, kimse de sabır, sükunet kalmamış. Peki ama nasıl olsun?
MUTLU ŞEHİRLER dedik, ses yok!
Esnaf kan ağlıyor dedik, ses yok!
Açılış, alkış ve kapanış dedik, yine ses yok!
Siz ne düşünmüştünüz? İki asfalt yapınca MUTLU olduğumuzu falan mı?
Empati yapın empati! Aslan yattığı yerden belli olur. Bu yetkililerin asli görevidir. DEVLET YEREL YÖNETİMLER VE BELEDİYELER niçin varlar, neden seçilirler? Vatandaşına hizmet etmek adına ben bunu yaptım, bunu yapıyorum hadi mutlu olun... Bu mudur yani? Bakın unutmadan MUTLULUK sonsuzdur, mutlu olmanın sonu yok.
Peki, ESNAF bu süreçte ne yapar?
Vatandaş ne yapar?
Gençler ne yapar?
Çocuklar ne yapar?
Yaşlılar ne yapar?
İşte asli görev budur; “Vatandaşına sahip çıkmak.” Devir şu an halkına sahip çıkma devri. Şimdi siz yine diyeceksiniz ki, Tuna ŞERBETÇİ yapılanları görmüyor. Ben de diyeceğim ki hadi buyurun “HODRİ MEYDAN!”
Siz yüz yüze anlamadığımızı anlatın, biz de dinleyelim. İsterseniz TGRT EU kanalında ekrana getirelim; isterseniz HİZMET WEB TV’de ekrana getirelim. Ben sorayım, siz de cevaplayın. TEKİRDAĞ ve on bir ilçesini tek tek geziyorum; göz var, nizam var, akıl var. Yapılanları görüyor ve halkın da görmesi için mücadele ediyorum, çünkü benim görevim bu. Peki sizin göreviniz de bu süreçte esnafa, halkına, yaşlısına, gencine sahip çıkmak değil mi?
Son olarak bir kez daha hatırlatmak istiyorum; bu süreçte esnaf ekonomik canlılık istiyor; şehir yapılanması cazibe merkezi haline gelmek istiyor. Sabah 09.00’da başlayıp, akşam 17.00’de biten bir ekonomi istemiyor. Hafta sonu zaten ses yok şehirde, çıt yok. MURATLI bunu hak etmiyor.
Neyse ki bizi anlayan umutlarımız, şiirlerimiz,
He bir de çok şükür Duâlarımız var...
“Kaç yaşındasın?” dedi.
-Yürek yaşımdayım dedim.
“Nasıl yani?” dedi.
-Dedim ki;
-Yürek yaşım hep çocuk, bazen haşarı...
-Yürek yaşım bazen çılgın genç,
-Bazen romantik ve çılgın bir aşık,
-Haksızlıklara dur diyen isyankar bir asi.
-Yürek yaşım bazen orta yaş,
-Hiç bitmeyen koruma duygusuyla dolu...
-Yürek yaşım bazen bir kelebek,
-Narin, kırılgan ve hassas…
-Yürek yaşım bazen uçsuz bucaksız bir papatya tarlası,
-Saf ve doğal...
-Yürek yaşım ne olursa olsun, içinde nefret olmayan sevgi dolu.
-Yürek yaşım gülümseyen bir çocuk...
-Yürek yaşım sadık bir dost...
-Yürek yaşım bir anne...
-Yürek yaşım hiç bitmeyen bir mavi,
-Sonsuz, sınırsız ve masum...
-Yani yürek yaşım uçsuz bucaksız,
-Mavi, masmavi sevgi…
-Yürek yaşım kaç yaşında olursa olsun,
-Benim yürek yaşım hep çocuk...
Sahi sizin yürek yaşınız kaç?
Başka bir konuda, bir başka yazımda görüşmek dileğiyle; hoşça kalın...
