Bugünkü yazımızda size Doğu Akdeniz sorunu ile birlikte son zamanlarda adını çokça duyduğumuz “Mavi Vatan” kavramından bahsedeceğim.
Sınırları belli olan kara parçası ve bu kara parçasının altı, sahip olduğu ve uluslararası hukuka göre sınırları çizilen denizler, deniz tabanı ve tüm bunların üzerindeki hava sahası bir bütün olarak devletlerin ülke unsurunu yani egemenlik alanını oluşturmaktadır.
Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti’ni yalnızca kara parçasından ibaret düşünmek son derece yanlış olacaktır.
Ülkemizin sahip olduğu ve üzerinde egemenlik haklarını kullandığı deniz alanları da en az ana kara kadar önemlidir. Şu kadar ki ülkemizde bir vilayetteki toprak parçasında hak iddia edilmesi ne anlama geliyorsa denizlerimizde hak iddia edilmesi de o anlamı taşımaktadır.
Buna Mavi Vatan denir.
tasarım59 reklam paketi
Denizlerimizdeki ekonomik haklar, kaynakların çıkartılması/kullanılması/araştırılması, balıkçılık, rüzgâr enerjisi gibi birçok faaliyetin bu alanlarda yapılabilmesi anlamına gelir. Bu nedenle deniz yetki alanlarındaki hak ve menfaatlerimizin korunması son derece önemlidir.
“Mavi Vatan” kavram olarak ilk kez Amiral Cem Gürdeniz tarafından 2006 yılında ortaya çıkartılmıştır. Esasında 3 durumu içerisinde barındırır:
  1. Bir semboldür. Mavi Vatan, Türkiye’nin denizcileşmesinin sembolüdür.
  2. Bir Tariftir. Mavi Vatan, deniz yetki alanlarımızın tarifidir. Yani ilan edilmiş/edilmemiş kıta sahanlığı, Münhasır Ekonomik Bölge gibi Türkiye’nin çevresindeki 462,000 kilometrekarelik bir alanın tarifidir.
  3. Doktrindir. Mavi vatan Türkiye’nin realist, savunmacı, kendi deniz çıkar alanlarını koruyan bir doktirindir.
Deniz doktrini temelinde çalışmaları yürüten Doç. Dr. Cihat Yaycı, uluslararası hukuka göre olması gereken deniz yetki alanımızın yani Mavi Vatan haritamızı 462,000 kilometrekare olarak belirlemiştir.
Peki, Doğu Akdeniz’deki asıl sorun nedir?
2003 yılında Sevilla Üniversitesi’nden Prof. Dr. Suarez de Vivero tarafından hazırlanan Sevilla Haritası, Türkiye’yi Antalya Körfezi’ne hapsetmeyi ve uluslararası hukuka göre sahip olduğumuz deniz yetki alanlarını işgal etmeyi öngörmektedir.
2004 yılında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, bütün adayı temsilen Avrupa Birliği’ne alındığında bu haritaya göre Münhasır Ekonomik Bölgesini ilan etmiştir.
Ülkemiz, özellikle son birkaç yılda Mavi Vatan kavramını geliştirerek Sevilla Haritasına karşı önemli adımlar atmıştır. Libya ile 2019 yılında imzalanan anlaşma bunun bir örneğidir.
Mart 2019’da ilk kez yaptığımız Mavi Vatan Tatbikatı, doktrinin bir diğer örneğidir. 
150 parça gemisi olan donanmanın 117 parça gemisi ile üç denizde birden 10 gün süren bir tatbikat, tüm dünyaya şu mesajı vermiştir:
 “Ben burayı vatan görüyorum ve bütün donanmamı burayı korumaya seferber ediyorum.”
Dolayısıyla yapılması gereken; diplomasi gücümüzü, hukuki gücümüzü, askeri gücümüzü kullanarak Mavi Vatan için uluslararası alanda mücadele etmek, haklılığımızı dünyaya kabul ettirmektir.
https://www.savunmasanayi.org/wp-content/uploads/2020/08/EfN2-TZXoAAFPne-1024x803.jpg